23 Mart 2014 Pazar

İslam Abdestinde 'Baş Meshi' Veya 'Kader Damgası'

Dinsel Takke, Kippa vb.nin gizlediği kafadaki bu bölgeler, farklı toplum birimlerin aidiyet belgi-damga alanlarıdır.

İslami abdest sırasında başta meshedilen bölgede, sembolik olarak eski aidiyet damgasının unutulmuş varlığı vaftiz edilmiş olur...

Şii topluluğun bu eyleminde, "kader"lerine bir isyan tutumunu; damga yerlerinin bozulma-yok edilme çabasını buluyor gibiyiz.

***

Erken dönemde Mezopotamya'da her kişi, doğuştan veya evlilik yoluyla belli bir toplum birimin aidiyetine girecek; ve bu "kaderi"ne, "alın yazısı"na bağlı kalacaktı. Çünkü toplumsal ilişkiler düzeni,isteyenin istediğini yapmasına izin veremeyen bir yapıda idi.

Hammurabi yazılı yasalarında "başa köle damgası vurulması" kuralınının varlığını incelemiştik. Birisine "başını belaya sokma" anlamında "başını yakma" dediğimiz zaman, başın yakarak-dağlayarak kölelik belgisi konulmuş olduğunun anıları yoluyla konuşmuş oluruz.

Hammurabi Kanunlarında "baş'ta kölelik işaretinin silinmesi' gibi hukuki (veya hukuk dışı) bir işlem olduğunu da görüyoruz.

“Muttatum GuIlubu”, “Abbuttam šakânu” gibi, Hammurabi Kanunlarında yer alan deyimler, mesela başın alın kısmının saçının kesimini, ya da başın tam ön üst veya arka-üst kısmının kesimlerini ifade eden farklı içerikler taşıyordu.

Hammurabi Yasalarının da, toplumbilimciler ve hukukçularımız tarafından çok az irdelenmiş olduğunu ekleyelim..

Bu nedenlerle, daha sonra takılan takkeler kafadaki aidiyet belgilerini gizleme çabasını ifade eder.









Musevi Teffilininin başa takıldığı bölge,Müslimlerin baş meshi yaptığı bölgedir.Bu bölge eski toplumda "alına kader yazısı" anlamındaki damga vurulan bölge idi.

"Alnı ak olmak, "alına kader yazısı" hep bu bölgedeki damga ile ilgili olmalıdır...

















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder