27 Ekim 2012 Cumartesi

Musevilikte Yom Kippur'da Kapparot Ritüeli



"This is my exchange,
this is my substitute,
this is my atonement.
(This rooster (hen) will go to its death / This money will go to charity), while I will enter and proceed to a good long life and to peace."
----------

"Ceci est mon échange,
ceci est mon substitut,
ceci est mon expiation.
(Ce coq (la poule) ira à sa mort / Cet argent ira à la charité), tandis que je vais entrer et procéder à une bonne vie longue et à la paix. "

-----
Este es mi cambio,
este es mi sustituto,
este es mi expiación.
(Este gallo (gallina) se destinará a su muerte / Este dinero se destinará a obras de caridad), mientras que voy a entrar y proceder a una vida larga y buena para la
paz ".





GEVER=Gever

Arami dilinde, "horoz" demek olan "Gever", İbranicede bir "adam" anlamına gelmektedir... Böylece bir "Gever", kendi kefareti için bir "Gever" sunabilir.

--------

In Aramaic, a rooster is known as a gever. In Hebrew, a gever is a man. Thus we take a gever to atone for a gever.

---

En araméen, un coq est connu comme un gever En hébreu, un gever est un homme.. Ainsi nous prenons un gever pour expier une gever.
---

In Aramäisch, der Hahn wird als bekannt GEVER Im Hebräischen ein GEVER ein Mann ist.. So nehmen wir eine GEVER für eine GEVER zu sühnen.

---
В арамейском, петух известен как gever На иврите gever человек.. Таким образом, мы gever искупить gever.






“Bu benim keffaretim, fidyem, telafimdir. Bu horoz (tavuk) ölecektir. Fakat ben uzun ve mutlu bir yaşam süreceğim.”


Musevilikte Yom Kippur'da Kapparot Ritüeli

İslam, Hıristiyanlık ve Musevilikte, Tanrılarına veya kutsallar adına, hayvan kurban sunumları ve bitki-meyve takdimeleri/kutsamaları bulunmaktadır.

Eski Mezopotamya toplumları, insan kurban sunumunu ortadan kaldırabilmek için, hayvan ve bitki-meyve türleriyle insan toplumlarını eşitlemeye çalışmışlar; böylece bir insan kurban etme yerine koyun-kuzu vb. kurban ederek vb. insan kurbanını engellemeye çalışmışlardır.


Tanrıların hayvan ve bitki-meyve olarak boy gösterdiği "Totem Hayvan ve Totem Bitki Tapınması"nın kaynağını "cehalet"te arayan ve bulan kaba-vülger ateistlerin eski toplum tarihinden ve sosyal ilişkilerden söz etmeyen "bilimsel"likleri bu bakımdan, insan toplumunun hayvan ve bitkilere neden ötürü tapınmış olduğunu açıklama yeteneğinde değildir.


Eski toplum, hayvan ve bitkilere, hayvan ve bitki tanrılara, çok basit bir nedenle tapmıştı: Çünkü bu hayvan ve bitkileri sunuyor ve böylece kendisi "kefaret" ödemiş olarak kurban edilmekten kurtuluyordu. İnsanın kendi canının kurtarıcısına minnet ve saygı duyması kadar doğal bir şey olamaz.


Sevgi, hayranlık veya küfürlerimizde "Hayvan Ve Bitki-Meyve Totem"lerin neden bu denli ağırlık oluşturduğunu, Mezopotamya toplumlarının erken tarihçeleerini inceledikçe daha iyi anlıyoruz. Orada tanrı-ça'lar hayvan ve bitkiler dünyası ile içli-dışlıdır.


Şimdi bile, Paskalya'larda yumurta boyayan Hıristiyanlar için, erkeğin horoz ile, kadının Tavuk ile, genç çocukların-kızların piliç, ferik vb. ile eşitlenerek nitelenmesi nedensiz değildir.


Bu yaklaşım tarzını bir kez kavradığımız zaman, bir toplum birim Domuz veya Ceylan'ı, Balık veya Keçi'yi "günah ve pis olduğu için" yemediğini ilan ediyorsa, anlıyoruz ki, bu topluluğun ön kaynaklarının tarihçesinde "Domuz", "Ceylan", "Balık" veya "Keçi" ile topluluğun kendini eşitlemiş olduğu veya "Domuz topluluğu", "Ceylan topluluğu", "keçi topluluğu" vb. olarak nitelenen bir topluluk ile bir ittifak-yakınlık ilişkisi yaşamış olması gerekmektedir.


Burada, özünde yenilmeyen şey, hayvan olarak "domuz" değil; geçmişte "domuz"la kendini eşitleyerek ve kendi yerine domuz sunusunda bulunaraak canını kurtarmış olan topluluk bireylerinin eti, yani "domuz" ismiyle tanınan topluluk bireylerinin etidir. Eski toplum, iç yamyamlığı yasaklarken, eğer kendisi "deve" toplumu ise, deve yemeyi de günah sayarak bu kuralı uygulamıştır. Tavşan yemeyi yasaklamış bir topluluk geçmişinde mutlaka tavşan totemi ile bir bağlantı olmuş olmalıdır.


Bu yaklaşım tarzı aynı zamanda, bizlere "saf bir Musevilik", "saf bir Hıristiyanlık", "saf bir Müslümanlık" olamayacağının da, kanıtlarını sunar.


Eğer Mezopotamya tarihinde, bozulmadan günümüze ulaşmış bir topluluk ve dinsel inanç var olmuş olsaydı, bunlar bu kadar farklı tür hayvan ve-ya bitki için farklı ritler ve yaklaşımlar geliştirmiş olamazlardı.


Musevi ataları bakımından da, "Kefaret", yani "kendileri adına", "kendi kurtuluşları için" ve "kendilerini kesme" edimi olan hayvan kurban sunuları bu kadar farklı tür hayvanı kapsamamış olmalıydı. Tavuk-Horoz-piliç kurban etme ritüeli ortaya koyuyor ki, Musevi ataları ile "yumurta-tavuk-horoz-civci
v" totem varlıkları arasında da, çok eski bağlantılar bulunmaktadır. İslam'da "yasal kurban"lardan sayılmayan "Tavuk/Horoz adakları", Anadolu'da hala oldukça yaygın bir uygulamadır ve bu bakımdan, ne Denizli Horoz sembolü, ne Ş.Urfa'da horoz döğüştürme ve güvercin bağımlılığı, ne Mersin'de "Adaklık Horoz Satılır" alanlarının bulunması, ve ne de Mardin'de İsa'ya "küçük güvercin" diye ayinler yapılması bir tesadüftür. (( Not: Bu geleneğe göre Yom Kipur gününden evvelki gün yetişkin bir Yahudi bir kümes hayvanını (erkekse bir horoz, kadınsa bir tavuk) alır ve hayvanı boynundan tutarak başının üstünden üç kez döndürerek şöyle der: “Bu benim keffaretim, fidyem, telafimdir. Bu horoz (tavuk) ölecektir. Fakat ben uzun ve mutlu bir yaşam süreceğim.” Ondan sonra hayvan kesilir ve fakirlere verilir veya değerince bağışta bulunulur.))






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder