21 Mart 2016 Pazartesi

Ahura Mazda Ve Öküz Tapınımı

 

Ahura Mazda'cılıkta, "köpek"lerin yanısıra oldukça güçlü bir sığır tapınım anlatımı bulunmaktadır.

Eski tapınaklar, totem hayvan veya totem bitki adlarıyla anılarak adlandırıldığı için, Ahura Mazdacılık kavramlarında "Sığır Evi", "Öküz evi" anlamlı bir arayış içinde olmamız son derece doğaldır.

Sümer-Akkad yerleşimlerinde "Köpek Evi", "Deve Evi", "Öküz-Boğa Evi", "Balık Evi" gibi giderek "Tapınak" kavramı etrafında toparlanan "E" (Ev) (Beyt), putlardan vazgeçilme döneminde önemlerini yitirmişlerdir.

Eski topluma son derece yüzeysel bir şekilde yaklaşanlar, " Dünya Öküzün Boynuzları Arasında" sözcüklerini kelimenin gerçek anlamlarında ele alarak "hurafe" keşfetmiş olsalar da, Mezopotamya'nın tarihinin önemli bir bölümünde, neredeyse MÖ. 5 yy'lara kadar "Öküz", "sığır" tapınımı güçlü bir şekilde devam etmiştir. Ahura Mazdacılığın egemenliği döneminde, "bölgedeki dünya" bir anlamda, gerçekten de "Öküzün Boynuzları" arasında duruyor kabul edilmelidir.

Mezopotamya tanrı-ça-larının önemli bir bölümünün "öküz","boğa" "inek" boynuzlu olmaları bile, Öküz tapınımın (belki tarımla başlayan bir dönemde) gücünü gösteriyor.

Musevilikte de, "altın renkli dana" tapınımın ne kadar güçlü bir damara sahip olduğunu, bizzat Musa'cılığın ağzından dinler; Musa, tanrısı ile görüşmeye gittiğinde bile, İsrael topluluğundaki "dana tapınması"nın direncini izleriz.

Ahura Mazdacılık, özellikle öküz ve köpek totemlerle bağ içinde ele alınması gereken bir tarımsal topluluklar dini olarak şekillenmiştir.

Kutsal Sofralarına koydukları tarımsal ürünlerin bolluğu,"demet" kültü, "Aşura"cılığı, "Dünya"yı, yani tarımsal alanları düzenli olarak doğu ve Kuzey doğu yönünde "genişletme", "yeni dünya"lar yaratma çabası, çiftçi-hayvancılık kültünün Ahura Mazda'daki yerini tanımlar.

Ahura Mazda'cılık, bir çok alanda Museviliği, Hristiyanizm'i ve İslam'ı besleyen bir kültürel damar olarak, ansızın ortaya çıkmış değildir.

 O da diğer Mezopotamya dinleri gibi, bölge toplulukları arasında, Göbekli Tepe'de somut örneklerini bulduğumuz 10 binlerce yıllık bir ön birikime dayanmaktadır.

Bütün "İslam dünyası" denilen Müslüman ülkeleri içinde hiçbir başka topluluğun sahip olmadığı kadar yüksek düzeyde felsefi ve zengin toplumsal bilince sahip olan İranlı toplulukların, bu kültürel zenginliğinin gerisinde de Ahura Mazdacı öğretinin derin temelleri bulunuyor olmalıdır.

 
 
Nippur (günümüzde Niffer ya da Nuffar), Irak'ın güneydoğu kesiminde antik kent.Bir devlet merkezi olmamakla birlikte, Mezopotamya'nın dinsel yaşamında belirleyici bir rol oynamıştır.

Sümer efsanelerine göre Tanrı Enlil (Akad dilinde Bel) bu kentte yaş
amıştı.Nippur'da toplanan tanrılar meclisinin kararlarını insanlara bildiren Enlil, aynı zamanda gücün de temsilcisiydi. Bir başka inanca göre de Enlil insanı Nippur'da yaratmıştı. Ülkeyi ele geçiren her kral, Enlil'in kutsal yönetme gücüne sahip olabilmek için törenler yaparak kendini kutsamaya çalışırdı. Bu nedenle, Mezopotamya'yı hangi hanedan yönetirse yönetsin, Nippur ve kentteki Enlil Tapınağı kutsallığını korurdu.

Basse Mesopotamie PB.PNG

ABD'li uzmanlar Mezopotamya'daki ilk arkeolojik kazılarını 1889-1900 arasında Nippur'da yürüttüler; 1948'de bu çalışmaya yeniden döndüler. Kentin doğusunda ortaya çıkarılan Sümer tabletleri nedeniyle bu yöreye kâtipler mahallesi adı verildi. Nippur kazıları, Sümer yazısıyla ilgili bilgilerin temel kaynağını oluşturdu. 1990'daki kazılarda Şifa Tanrıçası Bau'ya (Gula) adanmış büyük bir tapınağa rastlandı.

Kentin Tarihöncesine ilişkin çok az bilgi bulunmakla birlikte, MÖ 2500'de bugün yıkıntılarının kapladığı alana yayılmış olduğu ve surlarla çevrildiği sanılmaktadır. Daha sonra Ur'un 3. sülalesinin ilk kralı Ur-Nammu (MÖ 2112-2095) Enlil Tapınağı'nı bugünkü biçimine getirdi, duvarlarla çevrili bir avluda bir ziggurat ve tapınak yaptırdı.




Ninova'da Nebi Yusuf bölgesinde 1990'da yapılan kazılar sırasında bulunan "Öküz-Boğa" ayaklarının büyüklüğü tüm heykel hakkında fikir veriyor.





 
3 çift boynuzlu İnsan başı+yırtıcı kuş pençe ve kanatları+ öküz-boğa...




                                         Bir çift boynuzlu insan başlı boğa-öküz....


 
Bir çift boynuzlu insan başlı boğa-öküz....

 
3-4 Çift İnek boynuzlu (çoklu), kartal ayak ve kanatlı, baykuşlu, (savaş okunu kıvırıp barış öneren?), aslan?'lar üzerinde yükselen bir kutsal fahişe ... tanrıça...


















Firdevsi'nin Şehname'sinin elyazmalarında, sembolik olarak, "ilk İnsan" olarak nitelenen Gayōmart - Keyumars'ı eliyle gösteren Ahriman....

Bu tablo, bin yıl önceki "Yaratılış" algısının, "Kötülük Timsali-Şeytan Ehriman" algısının; boynunda kolyeleri olan "hayvan"(insan)lar algısının günümüzden çok çok farklı ve daha gerçekçi olduğunun bir kanıtıdır da

Firdevsi'nin ( Doğumu 940, ölümü 1020) 60.000 beyitlik Şehname'sinin incelenmesi, 1000 yıl önce Ahuıra Mazda'cı "yaratılış" anlatımının nasıl algılandığının anlaşılması bakımından hayati önemde görünüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder