21 Mart 2016 Pazartesi

Avesta'da Karakış Tufan'ı


Yima- Cemşid Daha Önce Birkaç Kez Maddi Dünya’yı Yeniden Düzenler ve “Sığırlar, İnsanlar, Köpekler, Kuşlar Ve Kızıl Alevli Ateşler” İçin Yeni Yerleşim Alanları Oluşturur
-----------------------

8. Böylece Yima’nın yönetiminde üçyüz kış geçti. Dünya sığırlar, (diğer) hayvan sürüleri, insanlar, köpekler, kuşlar ve kızıl alevli ateşlerle doldu.

(Artık) sığır ve (diğer) hayvan sürüleri ile insanlar için (boş) yer kalmamıştı.

9. Bunun üzerine Ben Yima’yı uyararak (şunları) söyledim: "Ey Vivanğat’ın oğlu dürüst Yima, dünya sığır ve (diğer) hayvan sürüleri ile, insanlarla, köpeklerle, kuşlarla ve kızıl alevli ateşlerle doldu."

10. Bunun üzerine Yima Güneş’in günortası yoluna saparak aydınlığa doğru gitmek üzere (güneye doğru döndü ve) parlak gökyüzüne yöneldi . (Ve) daha sonra dünyaya (parmağındaki) altın yüzükle tazyik etti ve hançer(i) ile delerek şöyle konuştu:

"Ey Spenta Armaiti; parçalarını iyilikle (iyi niyetle) aç, sığır ve hayvan sürüleri ile insanları taşıyacak şekilde kendini uzaklara kadar ger (yani genişle)."
11. …Ve Yima Dünya’yı eskisinin üçte biri nisbetinde daha geniş hale gelmesine sebep oldu. Orada sığır ve diğer hayvan sürüleri ile insanlar, istedikleri sayıda ve arzuladıkları gibi (yerleştiler).

12. Böylece Yima’nın yönetimindeki (dünyada) altıyüz kış geçti. Dünya yeniden sığır ve diğer hayvan sürüleri, insanlar, köpekler, kuşlar ve kızıl alevli ateşlerle doldu, başka sığır ve diğer hayvan sürüleri ile insanlar için yer kalmadı.

13. …Ve Ben dürüst Yima’yı uyararak(şöyle) söyledim: "Ey Vivanğat’ın oğlu dürüst Yima, Dünya sığır ve diğer hayvan sürüleri, insanlar, köpekler, kuşlar ve kızıl alevli ateşlerle doldu, sığır ve diğer hayvan sürüleri ile insanlar için başka yer kalmadı."

14. Bunun üzerine Yima Güneş’in gün ortası yoluna saparak aydınlığa doğru gitmek üzere (güneye doğru döndü ve) parlak gökyüzüne yöneldi. (Ve) daha sonra Dünya’ya (parmağındaki) altın yüzükle tazyik etti ve hançeri ile delerek şöyle konuştu:

"Ey Spenta Armaiti; parçalarını iyilikle aç, sığır ve diğer hayvan sürüleri ile insanları taşıyacak şekilde kendini uzaklara kadar ger (yani genişle)."

15. …Ve Yima Dünya’yı eskisinden üçte biri nisbetinde daha geniş hale gelmesine sebep oldu. Orada sığır ve diğer hayvan sürüleri ile insanlar, onun istediği sayıda ve onun arzulayıp istediği gibi (yerleştiler).

16. Böylece Yima’nın yönetimindeki (dünyada) altıyüz kış geçti. Dünya yeniden sığır ve diğer hayvan sürüleri, insanlar, köpekler, kuşlar ve kızıl alevli ateşlerle doldu, başka sığır ve diğer hayvan sürüleri ile insanlar için yer kalmadı.

17. …Ve Ben dürüst Yima’yı uyararak (şöyle) söyledim: "Ey Vivanğat’ın oğlu dürüst Yima, Dünya sığır ve diğer hayvan sürüleri, insanlar, köpekler, kuşlar ve kızıl alevli ateşlerle doldu, sığır ve diğer hayvan sürüleri ile insanlar için başka yer kalmadı."

18. Bunun üzerine Yima Güneş’in gün ortası yoluna saparak aydınlığa doğru gitmek üzere (güneye doğru döndü ve) parlak gökyüzüne yöneldi. (Ve) daha sonra Dünya’ya (parmağındaki) altın yüzükle tazyik etti ve hançeri ile delerek şöyle konuştu:
"Ey Spenta Armaiti; parçalarını iyilikle aç, sığır ve diğer hayvan süruleri ile insanları taşıyacak şekilde kendini uzaklara kadar ger (yani genişle)."

19. …Ve Yima Dünya’yı eskisinden üçte bir nisbetinde daha geniş hale getirdi. Orada sığır ve diğer hayvan sürüleri ile insanlar, onun istediği sayıda ve onun arzulayıp istediği gibi (yerleştiler).

-------------

Göksel Melekler-Yazatalar İle Ölümlüler
Tufan Ritüeli İçin Toplantı Yapıyorlar

21. Yaradan, (yani) Airyana Vaeco’da yüksek bir üne sahip (olan) Ahura Mazda, İyi Nehir Daitya’nın kıyısında göksel meleklerle [Yazatalar’la] birlikte bir toplantı çağrısında bulundu.

Airyana Vaeco’da yüksek bir üne sahip (olan) iyi koruyucu, dürüst Yima (oradaki) İyi Nehir Daitya’nın kıyısına üstün (değerdeki) ölümlüleri toplantıya çağırdı.
Airyana Vaeco’da yüksek bir üne sahip (olan) Ahura Mazda, (buradaki) İyi Nehir Daitya’nın kıyısındaki bu toplantıya göksel meleklerle (yazatalarla) birlikte geldi.

Airyana Vaeco’da yüksek bir üne sahip (olan) iyi koruyucu, dürüst insan Yima İyi Nehir Daitya’nın kıyısındaki bu toplantıya üstün (değerdeki) ölümlülerle birlikte geldi.

-------------------------------

Ahura Mazda, Yima Aracılığıyla “İnsan (ve) Hayvanlara” Bir “Tufan” Hazırlandığını Bildiriyor

22. Ve Ahura Mazda Yima’ya hitap ederek şöyle dedi:
"Ey Vivanğat’ın oğlu dürüst Yima!
Maddi dünyaya öldürücü kışlar çökecek, (söz konusu kışlar) beraberinde son derecede kötü, bozuk soğuklar getirecek.

23. Ve hayvanların her üç türü de ölecek, (yani) şu kırda yaşayanlar, şu dağların tepelerinde yaşayanlar ve şu vadilerin içlerindeki ahırlarda barınanların tümü (ölecek).

-------------------------

Ahura Mazda Tufan İçin Hazırlanacak Tapınak
Türünü Ve Düzenini Yima’ya Bildiriyor

25. Bundan dolayı Sen, her kenarı bir koşu alanı uzunluğunda olacak (kare) şeklindeki bir Vara inşa et. Buraya koyunların ve öküzlerin, erkeklerin, köpeklerin, kuşların ve kızıl alevli ateşin tohumlarını yerleştir.

Bundan dolayı Sen, her kenarı bir koşu alanı uzunluğunda olacak (kare) şeklinde bir Vara inşa et. (Bu) insanlar için oturulacak bir yer olsun, bir Vara, her kenarı bir koşu alanı uzunluğunda, sürüler için bir ağıl.

26. Sen oraya; bir hâthra uzunluğundaki yatağında akacak olan suları yerleştireceksin, sen; (bu suların) her zaman yeşil kalacak ve tükenmez gıdalarla dolu olan kıyılarına kuşları yerleştireceksin. Sen orada; balkonlu bir ev, bir avlu ve bir dehlizden oluşan barınaklar inşa edeceksin.

----------------

Yima Tufan Alanını Ve Katılımcıları
Hazırlıyor

33. …Ve Yima her kenarı bir koşu alanı uzunluğunda olan kare şeklindeki Vara’yı yaptı. Oraya koyunların ve öküzlerin, erkeklerin, köpeklerin, kuşların ve kızıl alevli ateşin tohumlarını yerleştirdi. O, her kenarı bir koşu alanı uzunluğunda, insanlar için barınak ve hayvanlar için bir ağıl olacak olan bir Vara inşa etti.

34. O, oraya bir hathra uzunluğundaki yatağında akacak olan suları yerleştirdi. O, (bu suların) tükenmez gıdalarla dolu ve her zaman yeşil kalacak olan kıyılarına kuşları yerleştirdi. O, orada; balkonlu bir ev, bir avlu ve bir dehlizden ibaret olan barınaklar inşa etti.

35. O, oraya yeryüzündekilerin en irisinden, en iyisinden ve en üstününden (olmak üzere) erkeklerin ve kadınların tohumundan yerleştirdi, O, oraya yeryüzündekilerin en irisinden, en iyisinden ve en üstününden (olmak üzere) her çeşit sığırın tohumundan yerleştirdi.

36. O, oraya yeryüzündekilerin en irisinden, en iyisinden ve en üstününden (olmak üzere) her türlü ağacın tohumundan yerleştirdi, O, oraya gıda bakımından en üstün, koku bakımından en tatlı gıdaların tohumundan yerleştirdi.

--------------------------

Karakış Tufan’ının
Yasaklıları, Kurbanları

37. …Ve orada hiç bir kambur adam, hiç bir güvercin göğüslü adam, hiç bir (cinsel) iktidarsız, hiç bir deli yoktu; yokluk, yalan, adilik ve haset yoktu; çürük dişli kimseler, cüzzamlılar doğmadı; Angra Mainyu’nun insanların vücuduna vurduğu damgalar olmadı.

38. Bu yerin en geniş olan merkezi kesiminde dokuz, orta kesimde altı, kenar kesimde üç olmak üzere dokuz sokak düzenledi. Bu yerin en geniş kısmındaki merkezdeki sokaklara 1000, orta kesimdeki sokaklara 600, kenardaki sokaklara 300 erkek ve kadının tohumundan yerleştirdi. O, bu Vara’yı altın bir çember ile (kubbe ile) kapattı, bir kapı ve Vara’nın (duvarının) içine kendiliğinden parlayan bir pencere yerleştirdi.

39. Ey Maddi Dünyanın Yaratıcısı, Sen, Kutsal Biri! (Hangi şeyin ışığı aydınlatıyordu) Yima’nın yaptığı Vara’yı?

40. Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: "Bunlar yaratılmamış ve yaratılmış olan ışıklardır (Birlikte). Orada yıldızlar, ay ve güneş’in (yılda) bir kez doğup battıkları görülür ve bir yıl sadece bir gün gibiymiş gibi görülür (hissedilir)."

 
Nuh'a bir "kayık" yaptıran dini akımın bu yorum türü oldukça yenidir.

"Eni boyuna eşit, üç katlı, bir de bacası olan " vb. tanımı aslında bir tapınak formulü idi ve Süleyman döneminde Kudüs'e böyle bir tapınak yapılmıştı.;

Bu tapınağın önündeki devasa kazan on iki inek üzerine oturtulmuştu ve yakılarak kaynatılıyordu....


"Kazan= Deniz" deniliyordu ve muhtemelen "tuzlu" olmasından yola çıkılıyordu ki, "Çorbada tuzu bulunmak" kullanılan bir deyimdir.

Bu Kazan arınma ve (insan) kurban pişirme için kullanılıyordu.

Kiliselerde daha önceleri vaftizler için kazan kullanıldığını gösteren belgeler var.
 

 
Nuh'un "kayığı" o kadar saçma bir noktaya taşınmıştır ki, üzerine "Archa Noee" yazan ve fakat gemi resmi, onun da içine mutlaka ev-bina koyma tutumu benimseniyor.

"Arca", "arc", "arche" aslında çok farklı anlamlara sahiptir ve fakat burada resmedilen gemi ile asla ilgili değildir.





 
Nuh'un "kayığı" o kadar saçma bir noktaya taşınmıştır ki, üzerine "Archa Noee" yazan ve fakat gemi resmi, onun da içine mutlaka ev-bina koyma tutumu benimseniyor.

"Arca", "arc", "arche" aslında çok farklı anlamlara sahiptir ve fakat burada resmedilen gemi ile asla ilgili değildir.

 
Avesta'nın "dünya"sında ne ve ya kim var diye sorarsak, karşımıza bir "ölümsüzler", bir de "ölümlüler" çıkıyor.

Dünya'da olanlar, "sığır-inek, diğer hayvanlar,insanlar, köpekler, kuşlar ve kızıl alevler"den ibaretmiş gibi davranıyor.

Buradaki "sığır"ın, "köpek"in, "kuşlar"ın, diğer hayvanların, hatta "kızıl alevler"in sadece insanı tanımladığını artık ezberlemiş olmamız lazım ve her yeni konuda ...
tekrar başa dönme unutkanlığına artık son verilmelidir.

Kuran'ın Şeytan'ı bile Ateşten Yaratılmıştı. Tevrat'ta tanrı sönmeyen ateşti. Mazda'nın oğlu ateşti...vb.

Buradan anlıyoruz ki, aslında bu anlatıma değin, bir çok kez "karakış Tufanı" olmuş ve her seferinde "dünya" için yeni düzenlemeler yapılmıştı.

 
Burada çok net olarak, "Göksel Melekler" ile "ölümlüler" bir diğer ifade ile "ölümsüz"ler ile "ölümlüler" birlikte bir toplantı yaparak, Tufan yapma kararı alıyorlar.

Bu Tufan, bir ritüel, bir yeni anlaşma toplantısıdır ve o zamanki toplumların karşılıklı ilişki kuralına göre insan-tanrı kurban edilen ve onların yenildiği ritüellerdir.


Ahura Mazda'daki Tufan toplantısı, Tufan yapılacağının haber verilmesi, Tufan için hazırlık yapılması motifleri, çok benzer ifadelerle Sümer-Akkad tabletlerinde de bulunmaktadır.

Burada, Tanrısal bildirim ile, kimlerin kurban vereceklerini de öğrenmiş oluyoruz:
"kırda yaşayanlar, dağda yaşayanlar,vadide ahırları bulunanlar"...


Gerçekten de Mezopotamya'daki ilk ciddi mimari örnekleri (ki bunlar tapınaklardır) genel bir şekilde kare biçimli idiler.

Burada Ahura'nın kendine özgü olması için, belki neden "daire"sel bir mimari önermediğini sorgulayabiliriz.

Ahura Mazda'nın ağzından tanımlanan "tohum"ların bildiğimiz tahıl tohumu olmadığı, Tufan'a katılacak olanların "dölleri", "en bakımlı çocukları", olduğu anlaşılmaktad...
ır.

Avestacı toplumda "büyük oğul" üsütünlüğü olması, büyük oğulun tanrıya adanma süreci ile bağıntılıdır.

Daha ilerde, zaten "tanrı adına yaşatılan", "tanrı kölesi" kılınanlar, işte bu büyük oğullar olmuş , bunlar "yaşayanlar ülkesi"ni oluşturmuşlardır. Sonradan da bir kolu Museviliği...

"Kuşlar"ın bu Tufan'a "yiyici" olarak katılacağı anlaşılıyor.
 
Katılım yasağı olanlar için tanımlanmış bu insan gruplarına Sümer-Akkad ilahilerinde de yer yer rastlıyoruz.

"Kambur"lar ...
İğdiş edilmişler...
"Deli"ler......

"Çürük dişli", "dişi kırılmış?"lar...
"Damgalı"lar...

Eski yazıtların rakamlarına son derece dikkatli yaklaşmak gerekir.
10 yıl evvel Türkiye'de "1 Lira"= "1 Milyon Lira" idi. Bu tür dönüşümleri bilmeyen, unutan birisi için bu rakamların nasıl absürd yorumlara yol açabileceği açıktır. Eski Mezopotamya toplumları için de böyle...!

Bu konudaki rakamlar, ancak arkeolojik veriler yardımıyla bulunan 5-6 bin yıl önceki tapınak ölçüleri bir fikir verebilir.

Ahura Mazda'nın ifadesi, bu Tufan'ların sanki yılda bir kez yapılacağının ilanı gibi duruyor.
 
***
 
Kurbanların "tohum", "döl", "çocuk" olduğu çok açık ifade ediliyor ama, örneğin kuşlar kurban sunucu mu, kurban sunulan mı, bu nokta çok net değil.

Kadın-erkek çocuklarının en iyi ve irileri...
Her türlü ağacın tohumu,ürünü, meyvesi...
Her çeşit sığırın tohumu, buzağısı...


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder