Cehennem'in Nüfusunda Azalma Olabileceğini Söyledi...
Komedi Yazısı:
İ. Eliaçık, ateistlerin cehenneme gitme garantisi olmadığını açıklayarak, kendini cehennemlik yapmış!
Hıristiyan ve Musevi olanlara Cehennem yolu kesin görünmekle birlikte, Kuran'ın nazili sırasında unutuldukları için, ateistlerin mevzuat yoluyla kurtulup, Cehennem'e mecburi iskan zorunluluğundan yırttıklarını açıklamış...
İ.Eliaçık hoca, "dinsizim elhamdüllah"" diyerek iftar sofrasına çöküp namazda saf tutan türdeki "ateist"lerin gönlünü rahatlatarak, "Cehennem nüfusunda azalma olmasın diye, başta ben olmak üzere, tüm tarikatımla orayı boş bırakmayacağız..." anlamına gelen açıklamalar yapmış olmalı!
Etrafında dolanan şaşkın ve hatta sözde ateistleri rahatlatmak adına "Cehennem sakinleri kimler olacak" diye yeni bir hutbe okuyan İhsan Eliaçık'ın, Kuran'a dayanan sünni müslümanların toplam bedduasıyla Cehennem'deki yerini garantilediği söyleniyor!
***
İhsan Eliaçık "ateist ve agnostikler hiç korkmamalılar; onlar cehenneme gitmeyecekler" diyor:
“Ateist (Allah’a inanmayanlar) ve agnostikler (Allah’tan, ahiretten vb. şüphe duyanlar) hiç korkmamalılar. Onlar cehenneme gitmeyecekler. Zira Kur’an’da hiçbir ateist veya agnostiğin cehenneme gideceğine dair ayet yoktur. Cehenneme gidecek olanlar sömürenlerdir, halkını aldatan muktedirlerdi.”
Tabii buradaki ağır ironi, kendilerine "ateist" ismi takan şaşkınlara ait: Hem kendine "ateist" diyeceksin; hem de "öteki dünyada İslam'ın Cehenneminden" korku duyacaksın! İhsan hocanız da gelip sizi karşısına alacak, teskin edecek: Korkmayın ateist müminler; size cehennemde yer yok! Kuran'da Allah, "ateistler de cehennemliktir" demediği için, zebaniler size sorunca "ateistiz" der, yan taraftan geçip kurtulursunuz... gibi bir diyalog...
İhsan Eliaçık, ateistleri ve agnostikleri cehennemden kurtarmakla da yetinmiyor; Cehennem sakinlerinin kimler olacağına da açık,net yanıt veriyor: "Cehenneme gidecek olanlar sömürenlerdir, halkını aldatan muktedirlerdi.”
Allah ile bir e-mail iletişimi ile mi bu sonuca varmış ve Cehennem efradını "sömürenler" olarak ilan etmiş; yoksa Kuran'ı inceleyip Allah'ın "Cehennem Tiyatro Sahnesi"ni analiz ederek mi bu sonuca ulaşmış?
Eski yazılarına bakılırsa, İ.Eliaçık, 2009 yılında kendi sitesinde "CEHENNEM TEHDİTLERİ KİME YÖNELİK" başlıklı bir inceleme yayınlamış.. Orada şöyle diyor:
"Malum, Kur’an’da cehennem sahneleri vardır. ...“Derileri kavuran ateş”, “Etleri lime lime dökülmek” “İrin içmek”, “Yakıtı taş ve insanlar olan ateş” “Pislik yedirmek”, “Zakkum ağacından yemek” vb. korkunç azap tehditleriyle karşılaşırız bu sahnelerde.
Acaba bu sahneler kime yönelik?"
Kuran'a dayanan bir şahıs için "cehennem sahneleri" gibi Tiyatroyu-sinemayı çağrıştıran deyimler kullanılması oldukça ilginç ama, bunu geçelim.
İhsan Eliaçık, "Acaba bu Cehennem sahneleri kime yönelik?" şeklindeki bir soruya yanıt aramaya başlıyor...
Ondan sonra da "Nuzül seyri"ne göre, sırasıyla Kuran'da "Cehennem Sahneleri"ni ve Muhammed'in oraya misafir olacaklarla ilgili "Canı çıkasıca Ebu Leheb" gibi Muhammed için o sırada daha çok somut hedef olan kişilerle ilgili söylemleri aktarıyor. Ondan sonra da dönüp şöyle diyor:
"İşte bunlar Kur’an’ın ilk 23 suresindeki cehennem sahneleridir.
Nuzül seyrini izlediğimizde aşağı yukarı böyle devam ediyor.
İlk 23 surede (Necm suresine kadar) böyle putların ismi hiç anılmadan, sürekli yoksulu doyurma, yetimi kayırma çağrıları yapılarak büyük mülk (mal ve iktidar) sahiplerine yönelik cehennem tehditleri var.
Medine döneminde ise aynı tehditler infak kaçkını münafıklara yöneliyor.
Yukarıdaki bölümlere baktığımızda hepsinin de Mekke’nin zengin tefeci bezirgan mülk (mal ve iktidar) sahiplerine yönelik olduğunu görüyoruz.
Kanımca böylesi cehennem sahneleri mal ve iktidar sahiplerine yönelik “sokağın öfkesini” yansıtmaktadır."
Böylece, derin bilgili hocamız, Kuran'da "Cehennem sakinleri" konusunu işlemiş; Allah'ın Cehennem'lik olarak zenginleri seçtiğini ilan etmiş olduğunu görüyoruz.
Tabii, burada kullanılan yöntemin "bütünlüklü inceleme" olmadığını söyleyebilirsiniz!
Kuran'daki genel "cehennem-cennet algısı"nın bulunmaya çalışılması yerine, somut tartışmalardaki "cehennem sahneleri"ne atıfla durumun geçiştirildiğini söyleyebilirsiniz.
Mezopotamya toplumlarının gerçekten de "cezalandırma biçimi " olarak ateşte yakmanın kullanıldığı "Cehennem"ler bulunduğunu; İbranice 'Ge ben hinnom' (Hinnom’un oğlu vadisi) olan "Gihinnam" (Cehennem)in Kudüs'ün yakınlarında tanrı Moloch (Molech) adına yapılan kurbanların yakıldığı derenin adı olduğunun bilindiğini de ileri sürebilirsiniz.
Mezopotamya toplumlarının gerçek yaşamlarında birçok " Sema" (Cennet) olduğu gibi, birçok cezalandırma alanı Cehennem olduğunu da, dinsel anlatımların bu eski gerçek toplumsal tarihten beslendiğini de anlatabilirsiniz!
Ama bunlar, İ. Eliaçık için pek fayda sağlamaz gibi görünüyor!
Onun yaptığı, eklektik biçimde alıntılar yaparak, yansıtmak istediğine benzer bir Kuran ve İslam anlayışının varlığına okuru inandırabilme çabasından başka bir şey değil.
Eğer o, Kuran'ın "Cehennemlik" ve "Cennetlikleri"nin kim olduğunu gerçekten ortaya koyma amacıyla hareket etse idi, öyle somut ve ayrıntı düzeyindeki "Kolları kuruyasıca Ebu Leheb"li tartışmaların ötesine geeçer ve genel olan tanımları ortaya çıkarmaya uğraşırdı.
Buradaki çaba, tam anlamıyla, bir başka açıdan ezilenlere cennet vaadinde bulunmak ve Cehennemin sakinlerinin zenginler olacağına halkı inandırarak teskin edebilmeye yönelik gibi görünüyor.
İ. Eliaçık, ateistlerin cehenneme gitme garantisi olmadığını açıklayarak, kendini cehennemlik yapmış!
Hıristiyan ve Musevi olanlara Cehennem yolu kesin görünmekle birlikte, Kuran'ın nazili sırasında unutuldukları için, ateistlerin mevzuat yoluyla kurtulup, Cehennem'e mecburi iskan zorunluluğundan yırttıklarını açıklamış...
İ.Eliaçık hoca, "dinsizim elhamdüllah"" diyerek iftar sofrasına çöküp namazda saf tutan türdeki "ateist"lerin gönlünü rahatlatarak, "Cehennem nüfusunda azalma olmasın diye, başta ben olmak üzere, tüm tarikatımla orayı boş bırakmayacağız..." anlamına gelen açıklamalar yapmış olmalı!
Etrafında dolanan şaşkın ve hatta sözde ateistleri rahatlatmak adına "Cehennem sakinleri kimler olacak" diye yeni bir hutbe okuyan İhsan Eliaçık'ın, Kuran'a dayanan sünni müslümanların toplam bedduasıyla Cehennem'deki yerini garantilediği söyleniyor!
***
İhsan Eliaçık "ateist ve agnostikler hiç korkmamalılar; onlar cehenneme gitmeyecekler" diyor:
“Ateist (Allah’a inanmayanlar) ve agnostikler (Allah’tan, ahiretten vb. şüphe duyanlar) hiç korkmamalılar. Onlar cehenneme gitmeyecekler. Zira Kur’an’da hiçbir ateist veya agnostiğin cehenneme gideceğine dair ayet yoktur. Cehenneme gidecek olanlar sömürenlerdir, halkını aldatan muktedirlerdi.”
Tabii buradaki ağır ironi, kendilerine "ateist" ismi takan şaşkınlara ait: Hem kendine "ateist" diyeceksin; hem de "öteki dünyada İslam'ın Cehenneminden" korku duyacaksın! İhsan hocanız da gelip sizi karşısına alacak, teskin edecek: Korkmayın ateist müminler; size cehennemde yer yok! Kuran'da Allah, "ateistler de cehennemliktir" demediği için, zebaniler size sorunca "ateistiz" der, yan taraftan geçip kurtulursunuz... gibi bir diyalog...
İhsan Eliaçık, ateistleri ve agnostikleri cehennemden kurtarmakla da yetinmiyor; Cehennem sakinlerinin kimler olacağına da açık,net yanıt veriyor: "Cehenneme gidecek olanlar sömürenlerdir, halkını aldatan muktedirlerdi.”
Allah ile bir e-mail iletişimi ile mi bu sonuca varmış ve Cehennem efradını "sömürenler" olarak ilan etmiş; yoksa Kuran'ı inceleyip Allah'ın "Cehennem Tiyatro Sahnesi"ni analiz ederek mi bu sonuca ulaşmış?
Eski yazılarına bakılırsa, İ.Eliaçık, 2009 yılında kendi sitesinde "CEHENNEM TEHDİTLERİ KİME YÖNELİK" başlıklı bir inceleme yayınlamış.. Orada şöyle diyor:
"Malum, Kur’an’da cehennem sahneleri vardır. ...“Derileri kavuran ateş”, “Etleri lime lime dökülmek” “İrin içmek”, “Yakıtı taş ve insanlar olan ateş” “Pislik yedirmek”, “Zakkum ağacından yemek” vb. korkunç azap tehditleriyle karşılaşırız bu sahnelerde.
Acaba bu sahneler kime yönelik?"
Kuran'a dayanan bir şahıs için "cehennem sahneleri" gibi Tiyatroyu-sinemayı çağrıştıran deyimler kullanılması oldukça ilginç ama, bunu geçelim.
İhsan Eliaçık, "Acaba bu Cehennem sahneleri kime yönelik?" şeklindeki bir soruya yanıt aramaya başlıyor...
Ondan sonra da "Nuzül seyri"ne göre, sırasıyla Kuran'da "Cehennem Sahneleri"ni ve Muhammed'in oraya misafir olacaklarla ilgili "Canı çıkasıca Ebu Leheb" gibi Muhammed için o sırada daha çok somut hedef olan kişilerle ilgili söylemleri aktarıyor. Ondan sonra da dönüp şöyle diyor:
"İşte bunlar Kur’an’ın ilk 23 suresindeki cehennem sahneleridir.
Nuzül seyrini izlediğimizde aşağı yukarı böyle devam ediyor.
İlk 23 surede (Necm suresine kadar) böyle putların ismi hiç anılmadan, sürekli yoksulu doyurma, yetimi kayırma çağrıları yapılarak büyük mülk (mal ve iktidar) sahiplerine yönelik cehennem tehditleri var.
Medine döneminde ise aynı tehditler infak kaçkını münafıklara yöneliyor.
Yukarıdaki bölümlere baktığımızda hepsinin de Mekke’nin zengin tefeci bezirgan mülk (mal ve iktidar) sahiplerine yönelik olduğunu görüyoruz.
Kanımca böylesi cehennem sahneleri mal ve iktidar sahiplerine yönelik “sokağın öfkesini” yansıtmaktadır."
Böylece, derin bilgili hocamız, Kuran'da "Cehennem sakinleri" konusunu işlemiş; Allah'ın Cehennem'lik olarak zenginleri seçtiğini ilan etmiş olduğunu görüyoruz.
Tabii, burada kullanılan yöntemin "bütünlüklü inceleme" olmadığını söyleyebilirsiniz!
Kuran'daki genel "cehennem-cennet algısı"nın bulunmaya çalışılması yerine, somut tartışmalardaki "cehennem sahneleri"ne atıfla durumun geçiştirildiğini söyleyebilirsiniz.
Mezopotamya toplumlarının gerçekten de "cezalandırma biçimi " olarak ateşte yakmanın kullanıldığı "Cehennem"ler bulunduğunu; İbranice 'Ge ben hinnom' (Hinnom’un oğlu vadisi) olan "Gihinnam" (Cehennem)in Kudüs'ün yakınlarında tanrı Moloch (Molech) adına yapılan kurbanların yakıldığı derenin adı olduğunun bilindiğini de ileri sürebilirsiniz.
Mezopotamya toplumlarının gerçek yaşamlarında birçok " Sema" (Cennet) olduğu gibi, birçok cezalandırma alanı Cehennem olduğunu da, dinsel anlatımların bu eski gerçek toplumsal tarihten beslendiğini de anlatabilirsiniz!
Ama bunlar, İ. Eliaçık için pek fayda sağlamaz gibi görünüyor!
Onun yaptığı, eklektik biçimde alıntılar yaparak, yansıtmak istediğine benzer bir Kuran ve İslam anlayışının varlığına okuru inandırabilme çabasından başka bir şey değil.
Eğer o, Kuran'ın "Cehennemlik" ve "Cennetlikleri"nin kim olduğunu gerçekten ortaya koyma amacıyla hareket etse idi, öyle somut ve ayrıntı düzeyindeki "Kolları kuruyasıca Ebu Leheb"li tartışmaların ötesine geeçer ve genel olan tanımları ortaya çıkarmaya uğraşırdı.
Buradaki çaba, tam anlamıyla, bir başka açıdan ezilenlere cennet vaadinde bulunmak ve Cehennemin sakinlerinin zenginler olacağına halkı inandırarak teskin edebilmeye yönelik gibi görünüyor.
Vakıa Suresi:
“Sağda, sağın adamları, ne mutludur onlar!
Solda, solun adamları, ne mutsuzdur onlar!
...
Solun adamları ise, ne solun adamları!
İçlerine işleyen bir ateş ve kaynar su içinde,
Kapkara boğucu dumandan bir gölge,
Ne serin, ne de rahatlatıcı!
..
Eğer sağın adamlarından ise,
artık selam sana, sağın adamlarından.
Ama o yalanlayan sapıklardan('solun adamlarından') ise,
muhakkak konukluğu kaynar su
ve yaslanacağı cehennemdir!”http://toplumvetarih.blogcu.com/cennette-sag-in.../1116025
“Sağda, sağın adamları, ne mutludur onlar!
Solda, solun adamları, ne mutsuzdur onlar!
...
Solun adamları ise, ne solun adamları!
İçlerine işleyen bir ateş ve kaynar su içinde,
Kapkara boğucu dumandan bir gölge,
Ne serin, ne de rahatlatıcı!
..
Eğer sağın adamlarından ise,
artık selam sana, sağın adamlarından.
Ama o yalanlayan sapıklardan('solun adamlarından') ise,
muhakkak konukluğu kaynar su
ve yaslanacağı cehennemdir!”http://toplumvetarih.blogcu.com/cennette-sag-in.../1116025
Ateistler için Kuran'dan ayet-sure arayarak cehennemlikleri saptamaya kalkarsan,
olacağı bu işte!
Eliaçık, incilerini bu sefer Antalya’da döktü: “Ateistler, agnostikler cehenneme gidecek diyenler yalancıdır!”
....
İslam’ın sosyal adaletten ibaret olduğunu ve namaz kılmak gibi ritüellerin dinin esasını teşkil etmediğini ifade eden İhsan Eliaçık, başkalarının canını yakmamak, çalmamak, yalan söylememek, yanlışın karşısında olmak, sınıfsız bir toplum için çalışmak ve doğaya saygılı olmanın İslam’ın özünü teşkil ettiğini belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Atesit (Allah’a inanmayanlar) ve agnostikler (Allah’tan, ahiretten vb. şüphe duyanlar) hiç korkmamalılar. Onlar cehenneme gitmeyecekler. Zira Kur’an’da hiçbir ateist veya agnostiğin cehenneme gideceğine dair ayet yoktur. Cehenneme gidecek olanlar sömürenlerdir, halkını aldatan muktedirlerdi.”
Konuşması sık sık alanda bulunan sol grupların sloganlarıyla kesilen Eliaçık hesapsız, kitapsız, sponsorsuz olarak halka açık iftarların devam edeceğini söylerken gerek hiç de mütevazı sayılmayacak iftar yemeğinin gerekse gece için hazırlanan ses, ışık sistemlerinin kim ya da kimler tarafından üstlenildiğine ise hiç değinmedi.
Antalya’da yaşanan bir diğer ilginç noktada bira ile açılan iftar görüntüsünden sonra yeryüzü sofraları müdavimlerinin bazılarının biralarını poşetlerde ve son derece dikkatli biçimde yudumlamaları oldu.
http://www.haberyolda.com/.../ihsan-eliaciktan.../...
....
İslam’ın sosyal adaletten ibaret olduğunu ve namaz kılmak gibi ritüellerin dinin esasını teşkil etmediğini ifade eden İhsan Eliaçık, başkalarının canını yakmamak, çalmamak, yalan söylememek, yanlışın karşısında olmak, sınıfsız bir toplum için çalışmak ve doğaya saygılı olmanın İslam’ın özünü teşkil ettiğini belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Atesit (Allah’a inanmayanlar) ve agnostikler (Allah’tan, ahiretten vb. şüphe duyanlar) hiç korkmamalılar. Onlar cehenneme gitmeyecekler. Zira Kur’an’da hiçbir ateist veya agnostiğin cehenneme gideceğine dair ayet yoktur. Cehenneme gidecek olanlar sömürenlerdir, halkını aldatan muktedirlerdi.”
Konuşması sık sık alanda bulunan sol grupların sloganlarıyla kesilen Eliaçık hesapsız, kitapsız, sponsorsuz olarak halka açık iftarların devam edeceğini söylerken gerek hiç de mütevazı sayılmayacak iftar yemeğinin gerekse gece için hazırlanan ses, ışık sistemlerinin kim ya da kimler tarafından üstlenildiğine ise hiç değinmedi.
Antalya’da yaşanan bir diğer ilginç noktada bira ile açılan iftar görüntüsünden sonra yeryüzü sofraları müdavimlerinin bazılarının biralarını poşetlerde ve son derece dikkatli biçimde yudumlamaları oldu.
http://www.haberyolda.com/.../ihsan-eliaciktan.../...