4 Ocak 2016 Pazartesi

'İslam Ve Evrim' ...?

 
Mevlana'ya ait olarak aşağıdaki türde aktarmalar yapılarak, "Mevlana'nın Darwinist olduğu, hatta Darwin'den önce evrimci olduğu" üzerine teoriler geliştirilip, İslam'ın evrimciliği üzerine vaazlar veriliyor:

“… ben de cansız varlıktan öldüm, biten, boy atıp, gelişen nebat(bitki) oldum, nebat’tan öldüm, hayvan şekliyle baş gösterdim. hayvanlıktan öldüm, insan oldum, artık ölüp azalmaktan, noksana düşmekten ne diye korkacakmışım? bir daha hamle edeyim de insanken öleyim; böylece de melekeler aleminde kol kanat çırpayım. melek olduktan sonra da ırmağa atlamak gerek. herşey yok olur-gider, ancak o’nun zatıdır kalan. bir kere daha melekken kurban olayım da o vehme gelmeden yok mu olayım? yok olurum yok olurum da erganon (bir çeşit saz manasında) gibi ‘gerçekten de biz, dönüp ona varanlarız’ derim“

(Mesnevi, 111/3900, 3902-2907, Gölpınarlı tercümesinden)

” ... mesela önce toprak ve cemaddın (cansız nesnen), seni bitki alemine getirdi; bitki aleminden(kan pıhtısı ve besleyici gıda olan) aleka ve mudga (kan pıhtısı ve çamur) alemine yolculuk ettin. buradan hayvanlık alemine, hayvanlıktan da insanlık alemine sefer ettin. bu gelip geçtiğin yollar, duraklar senin aklında, hayalinde yokken ve hangi yoldan nasıl geleceğini bilmezken, seni getirdiler. işte sen de apaçık görüyorsun ki geldin. böylece seni daha başka, türlü türlü alemlere de götürecekler...”

(Mevlana, Fihimafih’ten, s.186)

"Bir hafta" boyunca gerçekleşen "yaratılış" ile, Musevi takvimine göre 5750 yıllık bir "Yaratılış" tarihi olduğu iddiası temelinde, İ.Eliaçık gibi şahısların hangi 700 bin yıllık evrim sürecinden söz ettiğini anlamak çok zor.

Uydur-buydur; İslam'ı akla; bilimle İslam'ı uyumlaştır; beyinleri uyuştur!
Onun işi bu imiş gibi görünüyor.

Mevlana'nın sözlerine gelince...
Mevlana, evrim teorisi ile ilgisi olmayan bir alanda, kendisinin de takipçisi olduğu bir dini akımın önceki put-totemlerinin sıralamasını aktarıyor; başka bir şey değil!

İncelemelerimizde gördüğümüz gibi, eski Mezopotamya toplumlarında önce taş putlar karşımıza çıkıyor; daha sonra ise, ağırlıkla "tarımcı toplum" ile " çoban toplum" birimleri arasında karşılıklı takas-barışçıl mübadele aracı olarak da kullanılan bitki ve hayvan türlerinin "totemleştirilmesi" aşamasına geçişi görüyoruz.

Mevlana, kendi önceli olan dinsel iman grubunun geçmişteki putundan başlayarak, sonraki "ot-bitki-nebat" sürecini ( Nebatiler, Hurriler, Marul yemeyen yezidiler hala vardırlar!) ve sonra da "at", "eşek", "koyun-kuzu" gibi hayvan totem aşamasına geçişi özetlemekten başka bir iş yapmıyor.

Bu en temel bilgilere uzak kişilerin "Darwinist evrimcilik" ile resmi İslam'ı buluşturmaya kalkmaları veya Mevlana'dan bir "Darwin önceli" yaratmaları tamamen hatalıdır.

-----------

.... yamyamlık-insan kurban uygulamalarından kurtulmak isteyen topluluklar kendilerini “hayvan ve bitki”lerle eşitlemeye başlamıştı ve o dönemdeki anlatıcımız bakımından “eşek” totemine bağlı bir topluluk “eşekler” olarak ifade ediliyor; öküz totemine bağlı olanlar ise “öküzler” olarak tanımlanıyordu. Bu dönemin tanrıları da kaçınılmaz olarak, bu nedenle, hayvan ve bitki özelliklerine bürünürler.Bu dönemde İnsan biçimli tanrılar sadece insan kurban edimini sürdüren topluluklar arasında bulunuyor olmalıydı. Bunun gibi, dini anlatımlarda “üzüm”, “buğday”, “mercimek”, “hurma” kutsallıklarının; marul, fasulye yasaklarının ; ağaç tapınımının ; eşek, öküz, inek, aslan, kartal görünümlü tanrıların ortaya çıkması rastlantı değildi ve cehalete dayanmıyordu.

Tevrat’taki yaratılış anlatımında, ilk 6 günün yaratılışında, “sürüngen, hayvan, gökte uçan kuş” gibi motiflerin bulunması; Avestacılıkta ilk yaratılan hayvanın öküz olması; Bektaşi deyişlerinde “kamil insan”a, hayvan ve bitki olma aşamalarını yaşayarak ulaşıldığı inancı, Mezopotamya’daki bu tarihsel süreçle tamamen uyumludur ve yaşanmış bu sürecin bozuk bir anlatımı olarak bulunur.

Benzer biçimde, özellikle Harabi’nin “en başından” beri “yaratılış” sürecini anlatan deyişleri bu bakımdan yeniden değerlendirilmeli ve Mezopotamya ön topluluklarının bazılarının tarihsel gelişimi ve erken dönemlerde olguları kavrama ve yansıtmaları yönleriyle de ele alınmalıdır. Aşağıdaki bölümler, artık anlıyoruz ki, Mezopotamya’daki eski dünyanın bir bölümünün arasında dini görevli olarak seçilmiş kesimlerin “Ehli Beyt” (Tapınak ahalisi, yönetimi..) o dönemin olgularını nasıl algıladıklarını da yansıtmaktadır:

Harabi:
Vahdetname

Daha Allah ile Cihan yok iken
Biz anı var edip ilan eyledik
Hakk'a hiçbir layık mekan yok iken
Hanemize aldık mihman eyledik.

Kendisinin ismi henüz yok idi
İsmi söyle dursun cismi yok idi
Hiçbir kiyafeti resmi yok idi
Şekil verip tıpkı İnsan eyledik.


                                           ***

Mevlana, evrim teorisi ile ilgisi olmayan bir alanda,eski toplumun put'dan bitki ve hayvan totem aşamasına geçme sürecini özetlemekten başka bir iş yapmıyor.




İ.Eliaçık:

"EVRİM TEORİSİ İSLAM'A UYGUNDUR

Üçüncüsü de;
Onlar bu evrim teorisi meselesine çok fazla kafayı takmış vaziyetteler. Evrim İslam'a uygundur. Kuran'da Evrim Teorisine karşı çıkacak bir ayet yoktur. İnsanlığın yaratılışı, evrim süreçleri şeklinde de olabilir. Bu anlamda evrim Allah'ın en büyük ayetlerinden birisidir. 700.000 yıllık süreye yayılan muazzam bir yaratılış tecellisidir. Bunlar bilimsel araştırmalardır. Getirip de bunun karşısına Kuran'ı koymak, yaratılış vardır evrim yoktur filan diye dinle bilimi birbiriyle tokuşturmak Katolik Kilisesi'nin yapacağı bir şeydir. İslam'da evrimi savunan bir sürü alimler vardır."





"Yaratılışçı" Adnan hoca, "evrim geçirmiş" kedicikleriyle, Mevlana'nın güya " Darvinist evrimci" fikirlerini eleştiriyor..




İslam ... ve .... Evrim...
Birarada kullanılamaz iki kavram gibi duruyorlar...




Working Title/Artist: Kneeling bull holding a spouted vesselDepartment: Ancient Near EastCulture/Period/Location: Proto-Elamite periodHB/TOA Date Code: 02Working Date: 3100-2900 B.C.photography by mma, Digital File "DT848_in_prog1.psd"Online Publications Edited By Steven Paneccasio for TOAH 2/18/14








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder