13 Kasım 2012 Salı

Eşek'ten Koyun'a Eski İlah-Totemlerin Dinlerdeki Kalıntıları




Mezopotamya'nın en eski dinlerine değin uzanan ve "ilk tektanrıcı din" diye hatalı bir şekilde değerlendirilen Museviliğin, Sıpa, Koyun, Tavuk, İnek vb. türü hayvan totemlerle olan ilişkisi yeterince araştırılmamıştır.

İlhan Arsel gibi yazarlarımız, İslam'da "kadın, eşşek,köpek" eşitlemesi olduğundan bahsetmiş ve fakat hiçbir zaman, bu konunun İslam'la sınırlı olmadığını ve olamayacağını; Mezopotamyaa kaynaklı tüm dinlerde şu veya bu düzeyde etkisi kalmış eski totem anlayışına dayandığını ortaya koymamıştır. Daha kötüsü, açıklığa kavuşturduğumuz bu konulara karşın, eski tek yanlı kaba ateizm sürüdürülmeye çalışılıyor...

Akado-Sammaru ittifakının gelişmesine bağlı olarak,artık bu dönemdeki topluluk tanımlarının, giderek Oğul, Evlat, Dumu, Maru, Marum, Martum, İbn’i kelimeleri bazında ele alınmaya başladığını görüyoruz.Bir topluluğa ait olan ‘birey’ler, “X şehrinin oğlu”, Dumu Eriduki , Dumu Bad Tibiraki tarzında veya Lu URUPalāumna =Palu şehrinin Lu’su, Palulu, haliyle tanımlanıyordu.


Burada kullanılan her özel tanımlamanın içeriğini ortaya çıkardıkça ; Palu, Bad-Tibira veya Eridu’nun kendi içinde var olan özel anlamlarını çözümlendikçe, farklı “oğul” ve “Lu”ların bağlandığı erken kökenlerde, ateş, su, toprak, hava, renk ayrımlarının yanı sıra, hayvan ve bitki totem ayrışmasına bağlı değişik varlıkların bulunduğunu da görmeye başlayacağız.


Doğal olarak, o topluluklarda totem olarak ,öküz,inek veya eşeğe tapan bir topluluğa ait oğul’un, kendini sıpa, dana, kuzu, oğlak olarak nitelemesi son derece normal ve anlamlıydı. Mesela Gudea, çözümleyemediği bir rüyasını danışmak için Tanrıça Nanşe’ye (muhtemelen Nanşe’nin rüya yorumcusu sözcüsüne) başvurduğunda, rüyada gördüğü ‘erkek eşek’in bizzat kendisi olduğunu hemen öğrenmişti.


"Göğün yabani ineği", ejderhası olmak ise kusursuz İnanna’lardan birisinin en temel özelliğiydi zaten. Dumuzi ise, ‘eza serüveni’ne başladığında elleriyle ayaklarının yılan olmasını çok istemişti.


Firavun’un büyücüleri önünde Musa’nın asa’sını yılan’a çeviren Enki’nin en önemli özelliklerinden birisi de ,onun iki omzundan inen yılanlardı. Eski totem ayrışması döneminde, bir hayvan veya bitki ile bağlantısı olmayan tanrı hemen hemen kalmamıştı. Bu nedenle onlar İnek’liklerini, Öküz’lüklerini, Boğa’lıklarını, Eşek’lik ve Köpek’liklerini,en az Aslanlık değerindeki övgüsel ifadelerle yansıtmaktan hiç çekinmiyorlardı.




Celebrating the redemption of the first-born donkey in Jerusalem Ultra-Orthodox Jews of the Hasidic Pinsk-Karlin are captured on camera by Menachem Kahana, but he's not the only one.

http://www.haaretz.com/weekend/tal-niv/snapshot-celebrating-the-redemption-of-the-first-born-donkey-in-jerusalem-1.450753



Nasıralı İsa'mızla birlikte tam  Kudüs’e gireceğimiz sırada, İsa’nın bir kez daha hayvan merakı ortaya çıkacaktır.


O Kudüs'e ille de bir Sıpa üzerinde girmek istemekteydi. Havarilerini, bir dişi eşek’in yanına bağlı, sırtına hiç binilmemiş yavru bir eşek, bir sıpa bulmaya göndermişti, çünkü Kudüs’e “bir  eşek sıpası”nın üzerinde girmeli; ‘krallığını” bu Sıpa yoluyla da  göstermeliydi, vb:

“Ey Siyon kızı, sevinçle coş!

Sevinç çığlıkları at, ey Yeruşalim kızı!

İşte kralın!

Eşeğe, evet, sıpaya,

Eşek yavrusuna binmiş sana geliyor!”

Matta 21

Bütün bunlar, ‘Göklerden gönderilmiş’ ‘İnsanoğlu İsa Mesih’in, eski dünyaya ait anlaşılmaz garip ‘mitoloji’lerinin yinelenmesi değildi.

Eğer bu aktarımlar, eski toplumun hayvan-bitki totem ayrışması temeline oturtulur; bozulmuş aktarımların yarattığı sisler ardındaki izler günümüzün Hıristiyan-Ortodoks kiliseleri içinde aranmaya çalışılırsa, görülecektir ki, bütün bu sembolizmler, eski Mezopotamya topluluklarının erken dönem bitki-hayvan totemleriyle eşitlenmiş farklı toplum birimlerin kendilerini ifade etme biçimleriyle ilintiliydi...İncilleri dikkatle incelediğimizde, "asma", "nar", "güvercin", "kuzu", "sıpa".. vb. gibi  vurguların ardında, şimdi "hıristiyan" olarak "birleşmiş" kilise topluluklarının erken ayrılıkları bulunduğunu göreceğiz.

Ve her bir sembol de, giderek  kaynaşmış da olsa, ön kaynak bakımından birbirlerinden farklı toplum birimlerin erken tarihlerindeki "hayvan/bitki totem"  atalarını  anlatıyordu.

Örneğin öteki kiliseler için daha çok "Kuzu İsa" olan  "Oğul","Kurtarıcı Rab", günümüzdeki  Süryani Kilisesi için  ise hala  “Ey küçük güvercin!” olmaya devam eder!

Bu ‘güvercin’ Nuh’un ‘gemi’sinden çıkıp ağzında bir ‘zeytin dalı’ ile dönüp gelen, bugünkü Yunan kilisesinin  ve kültürünün de  ‘barış sembolü’ olan  hayvandı.(1)

Bu yüzden eski peygamberlerin bazılarının, özellikle de, muhtemelen Asurla eşitlenen Uş ülkesi, Kuş ülkesi peygamberlerinin  ‘kuş dili’ bilmeleri kadar doğal bir şey de yoktu!

O anlatımlarda kuşun’un ‘dile gelip konuşması’, ‘güvercin’ sembollü bir topluluk söz konusu olunca, hiç garip değildi.

O kadar ki, karısına “kuşum”, “tavuğum”, “kekliğim”, “bıldırcınım” diyen erkeğin sözlerini bu nitelemelere

tabi karısının anlaması kadar…

http://toplumvetarih.blogcu.com/kudus-e-sipa-ustunde-giren-isa/5191873




Balam'ın Eşeği

İncil: Say.22: 23

Eşek, yalın kılıç yolda durmakta olan RAB'bin meleğini görünce, yoldan sapıp tarlaya girdi. Balam yola döndürmek için eşeği dövdü.

Eşek RAB'bin meleğini görünce duvara sıkıştı, Balam'ın ayağını ezdi. Balam eşeği yine dövdü.

Eşek RAB'bin meleğini görünce, Balam'ın altında yıkıldı. Balam öfkelendi, değneğiyle eşeği dövdü.

Bunun üzerine RAB eşeği konuşturdu.

Eşek Balam'a, "Sana ne yaptım ki, üç kez beni böyle dövdün?" diye sordu. Eşek, "Bugüne dek hep üzerine bindiğin eşek değil miyim ben?" dedi, "Daha önce sana hiç böyle davrandım mı?"

Balam, "Hayır" diye yanıtladı. Eşek beni gördü, üç kez önümden saptı. Eğer yoldan sapmasaydı, seni öldürür, onu sağ bırakırdım."




Kudüs'e Sıpa Üstünde Giren İsa!

 “Ey Siyon kızı, sevinçle coş! 
Sevinç çığlıkları at, ey Yeruşalim kızı! 
İşte kralın! Eşeğe, evet, sıpaya, Eşek yavrusuna binmiş sana geliyor!” 
Matta 21 
 
 İsa, dişi eşeğin sıpasının kendisine getirilmesini istiyor… ...

Yeruşalim'e yaklaşıp Zeytin Dağı'nın yamacındaki Beytfaci Köyü'ne geldiklerinde İsa, iki öğrencisini önden gönderdi. Onlara, "Karşınızdaki köye gidin" dedi, "Hemen orada bağlı bir dişi eşek ve yanında bir sıpa bulacaksınız. Onları çözüp bana getirin. Size bir şey diyen olursa, 'Rab' bin bunlara ihtiyacı var, hemen geri gönderecek' dersiniz." Bu olay, peygamber aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelsin diye oldu: "Siyon kızına deyin ki, 'İşte, alçakgönüllü Kralın, Eşeğe, evet sıpaya, Eşek yavrusuna binmiş Sana geliyor.'"

Öğrenciler gidip İsa'nın kendilerine buyurduğu gibi yaptılar. Eşekle sıpayı getirip üzerlerine giysilerini yaydılar, İsa sıpaya bindi. Halkın büyük bir bölümü giysilerini yolun üzerine serdi. Bazıları da ağaçlardan dal kesip yola seriyordu. Önden giden ve arkadan gelen kalabalıklar şöyle bağırıyorlardı: "Davut Oğlu'na hozana! Rab'bin adıyla gelene övgüler olsun, En yücelerde hozana!" İsa Yeruşalim'e girdiği zaman bütün kent, "Bu kimdir?" diyerek çalkandı. Kalabalıklar, "Bu, Celile'nin Nasıra Kenti'nden Peygamber İsa'dır" diyordu.

( Matta 21)







Eski Ahit: Mısır'dan Çıkış 13:13

"İlk doğan her sıpanın bedelini bir kuzuyla ödeyin.
Bedelini ödemezseniz, boynunu kırın.
Bütün ilk doğan erkek çocuklarınızın bedelini ödemelisiniz."


http://toplumvetarih.blogcu.com/eski-ahit-de-kuzu-ve-kuzu-isa-motifi/5306450


Ultra-Orthodox Jews of the Hasidic Pinsk-Karlin group carry the ritual baby donkey during the “Redemption of the First Born Donkey” or in Hebrew “Pidyon Peter Chamor” ceremony in a neighborhood near the religious Mea Shearim area of Jerusalem. The tradition of the “Redemption of the First Born Donkey” is part of the 613 laws commemorated in the Jewish Bible. (Menahem Kahana/Getty Images)

http://darkroom.baltimoresun.com/2012/07/july-5-photo-brief-le-tour-a-donkeys-redemption-and-everyone-is-trying-to-stay-cool/#2






































POPE Pope Benedict XVI blesses a lamb to mark the feast of Saint Agnes at the Vatican January 21, 2012. REUTERS/Osservatore Romano (VATICAN - Tags: RELIGION) THIS IMAGE HAS BEEN SUPPLIED BY A THIRD PARTY. IT IS DISTRIBUTED, EXACTLY AS RECEIVED BY REUTERS, AS A SERVICE TO CLIENTS REUTERS





Pope Benedict XVI marked the Feast of St. Agnes Saturday with a centuries-old rite: the blessing of the lambs from whose wool the Pallium will be made. Two small lambs were carried to the Pope in baskets, as per tradition, by the Canons Regular of the Lateran Basilica. Agnes means “lamb” in Latin. The saint of the same name was a martyr of the early 4th century, known for her consecrated virginity, who was killed for refusing to worship pagan gods. To symbolize St. Agnes’ purity, one of the lambs wears a crown of white flowers, while the other wears a red floral wreath to recall her faithful witness even unto death. Reared in the convent instead of Tre Fontane in Rome, come Summer these same two lambs will be brought to the monastery of Santa Cecilia in Trastevere where in a custom that has remained in tact down through the centuries, they will be shorn to supply the wool from which the religious sisters will weave the Pallium. These white stoles are worn by metropolitan archbishops around their necks as a symbol of their authority and unity with the pope. The Holy Father presents them to newly-appointed metropolitan archbishops each year on June 29, the feast of Sts. Peter and Paul.




Papa, 'Kuzu İsa'yı (Neden) Takdis Ediyor? Hayvan ve bitki totem tapınmasının kalıntıları, günümüzde sadece İslam inancında devam etmiyor! Hıristiyan kiliseler ve Vatikan merkezi , "hayvan kuzu" takdisleri yoluyla, "Kuzu İsa"ya tapınma ritlerini sürdürüyor! ** Papa 2 kuzu kutsadı Papa 16. Benediktus, yünlerinden yeni atanan başpiskoposlar için şal yapılacak iki kuzuyu kutsadı. Papa 16. Benediktus, yünlerinden yeni atanan başpiskoposlar için şal yapılacak iki kuzuyu kutsadı. Kutsama bugün, bir kuzunun simgelediği erken Hıristiyanlık döneminin azizlerinden Aziz Agnes için düzenlenen yıllık törende yapıldı....

http://toplumvetarih.blogcu.com/papa-kuzu-isa-yi-neden-takdis-ediyor/6844650



Pope Benedict XVI marked the Feast of St. Agnes Saturday with a centuries-old rite: the blessing of the lambs from whose wool the Pallium will be made. Two small lambs were carried to the Pope in baskets, as per tradition, by the Canons Regular of the Lateran Basilica. Agnes means “lamb” in Latin. The saint of the same name was a martyr of the early 4th century, known for her consecrated virginity, who was killed for refusing to worship pagan gods. To symbolize St. Agnes’ purity, one of the lambs wears a crown of white flowers, while the other wears a red floral wreath to recall her faithful witness even unto death. Reared in the convent instead of Tre Fontane in Rome, come Summer these same two lambs will be brought to the monastery of Santa Cecilia in Trastevere where in a custom that has remained in tact down through the centuries, they will be shorn to supply the wool from which the religious sisters will weave the Pallium. These white stoles are worn by metropolitan archbishops around their necks as a symbol of their authority and unity with the pope. The Holy Father presents them to newly-appointed metropolitan archbishops each year on June 29, the feast of Sts. Peter and Paul.


http://en.radiovaticana.va/articolo.asp?c=556556





Jan van EYCK (1390-1441)(nl) - agneau mystique (detail)

L'Agneau mystique est un polyptyque de l'adoration réalisé par les frères van Eyck et achevé en 1432 conservé dans la cathédrale Saint-Bavon de Gand (Belgique). Cette œuvre marque la naissance de la révolution artistique flamande, et constitue un véritable chef-d’œuvre de la peinture des primitifs flamands. Commandé par Joost Vijdt, marguillier de l’église Saint-Jean de Gand (devenue depuis la cathédrale Saint-Bavon), le polyptyque est commencé par Hubert Van Eyck et terminé par Jan Van Eyck après la mort de son frère en 1426 et a été placé le 6 mai 1432 sur l’autel de la chapelle du commanditaire, dans l’église Saint-Jean.











Totem Hayvan Eşek'in Partisi Kuruldu Eski totem hayvan ve bitkilerin ulusal amblem, arma veya bayraklarda yer alması hakkında yazmıştık. At, Kanguru, Kartal, Ayı... türü hayvan totemlerden sonra, erken dönemlerden itibaren Mezopotamya'da varlığını tanıdığımız Eşek (ve sıpası da) sonunda, Kuzey Irak bölgesinde yeniden resmi yerini almış görünüyor.


**********


'Eşek Partisi' adında parti kuruldu Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimde faaliyet gösteren Eşekleri Sevme ve Koruma Derneği, "Eşek Partisi" adında bir siyasi parti kurdu. El Arabiye televizyonunun internet sayfasında yer alan habere göre, partinin genel başkanlığına seçilen Amr Kalul, Irak genelindeki dernek üyelerinin parti üyeliğine geçiş yaptığını belirterek, "diğer partilerle rekabete hazırız" dedi. Bölgede 2005 yılında kurulan Eşekleri Sevme ve Koruma Derneği üye sayısının artmasıyla bir parti kurma fikrinin ortaya çıktığını belirten Kalul, partinin, önce bölgede garip karşılandığını ancak insanların zamanla bu isme alıştıklarını kaydetti. Kalul, "üzerinde yüklerimizi taşıdığımız her işimizi gördüğümüz bu hayvanı neden sevmiyoruz ve bu ismi neden küçümsüyoruz? Şunu iyi bilmeliyiz ki eşeğin de bir hakkı hukuku vardır. Eşeği sevdiğimiz için önce onu koruma amaçlı bir dernek kurduk, şimdi de aynı isimle bir parti kurduk" ifadelerini kullandı. Partinin merkez binasına "han" (hayvan barınma yeri), ilçe ve ilçelerdeki parti teşkilat merkezlerine de "istibal" (handan küçük hayvan barınma yeri) isimlerini verdiklerini belirten Eşek Partisi Genel Başkanı Kalul, partideki hiyerarşinin de büyük, orta ve küçük eşeklere verilen isimlere uyumlu olacak şekilde "himar (en üst düzey yetkili), itan (orta düzeyli yetkili) ve cahş (üye) olarak sıralanacağını kaydetti. Avrupa ve ABD'de 19 yüzyılda hayvanları korumak için hayvan sever derneklerin kurulduğunu belirten Kalul, "Biz de bu isimde bir parti kurduk, kimse yadırgamasın" dedi. Haberde partinin, Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimden mali destek talep ettiği ve propaganda faaliyetlerinde kullanmak üzere bir radyo istasyonu kurmayı planladığı da belirtildi.

http://toplumvetarih.blogcu.com/totem-hayvan-esek-in-partisi-kuruldu/8537557


Eşek Partisi'nden eşek heykeli Kuzey Irak'taki Eşek Partisi'nin resmi heykelinin aşılışı yapıldı. Kürt heykeltraş tarafından yapılan takım elbiseli ve kravatlı eşek heykelinin 5 bin TL'ye mal olduğu kaydedildi. Süleymaniye kentinin ünlü şair Nali'nin ismini taşıyan caddeye dikilen heykelin açılışında konuşan Eşek Partisi Genel Sekreteri Ömer Kalol, "Umarım bu heykel, insanların hayvanlara daha iyi davranmalarının yolunu açar" dedi. Kalol, Nali'nin hayvanlar hakkında çok değerli şiirler yazdığı için heykelin Nali Caddesi'ne dikilmesinin de ayrıca anlamlı olduğunu söyledi.

http://www.sabah.com.tr/Dunya/2012/04/12/esek-partisinden-esek-heykeli



İslamda «kadın, eşek ve köpek »in namazı bozması Bay İlhan Arsel'in kitabında, İslamın kadınları aşağılamasına verdiği bir örnek de, «sutre»siz namaz kılarken, imanlının önünden «kadın, eşek ve köpek» gibi varlıklar geçerse, namazın bozulacağını söylemiş olmasına dayanır. Bay Arsel, « kadın, eşek ve köpek », bazen buna «domuz ve Yahudi » de eklenir, ifadelerinin birlikte kullanılmasından sonuçlar çıkarır ve "kadın”ın İslamda «eşek, köpek, domuz » ile eş tutulmuş olarak aşağılanmasını anlatır… Gerçekten de İslam’ın kadını aşağılaması sürecinin gelişiminde bu tür inanç ve uygulamaların önemli bir yeri olmuş olmalıdır. Fakat bizim şu andaki işimiz, İslamın bunları söyleyip söylemediğinden çok, bu sözlerin neden edilmiş olabileceğini anlamaya çalışmak ve eski toplumun hayvanlar dünyası ile iç içe geçmiş yapısını, özellikle Avesta ve Enuma Eliş incelemesi öncesinde, az çok ayrıntılarıyla tanımaya çalışmaktır.

http://toplumvetarih.blogcu.com/islamda-kadin-esek-ve-kopek-in-namazi-bozmasi/2739534


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder