26 Temmuz 2013 Cuma

Dinsel Bileşenli Haritalar

'Küresel' Dünya 'Küresel' Din İstiyor!

16.9.2006

Din’leri ve dinin kökenlerini anlamaksızın; eski Mezopotamya çevrelerinde , MÖ. 4. binli yıllardan itibaren, adım adım evrimler geçirerek oluşan dinlerin etnik ve kültürel temellerini tanımaksızın, onların bugünkü konumunu ve geleceğin din’lerini de anlamak mümkün değil.


Din savaşı hiç bitmemişti ki, şimdi ortaya çıkıyor olsun...

Dünyanın küreselleştiğini saptayacaksınız;

küreselliği 'liberalizm' adına alkışlayacaksınız;

bütün ‘ulusal sınır’ ve ‘ulusal değer’lerin adım adım zorla yıkılmasını destekleyeceksiniz...
ama öte yandan her türlü etnik değerini, ulusal sınırlarını yitirmiş toplulukların , çok güçlü bir “üst birleştireni olarak din”ler etrafında toparlanıyor ve toparlanmaya devam ediyor olmasına şaşıracaksınız…

Taha Akyol'un durumu biraz böyle.

Aslında, insan toplumlarının davranışlarına şaşırılamaz. Çünkü o,nasıl olması gerekiyorsa öyle hareket eder.

Bütün bunları yazmayı canım hiç çekmiyor ama , “Papa’nın dedikleri” üzerine bazı gazete ‘köşe’lerinde yazılanları görünce, biraz zorunlu hissediyor kendini insan.

Taha Akyol, bugün, Papa’nın “dinler arası gerilimi körüklemiş, ‘medeniyetler çatışması’na benzin dökmüş” olduğunu yazmış.

Türker Alkan ise Papa’nın söyleminin “senelerdir ‘dinler arası diyalog’ çağrısında bulunanların da ne kadar boş işlerle uğraştığının bir kanıtı” olduğunu, hatta biraz eski yazılarına hayıflanmış gibi, yazmış.

Derya Sazak’ın sözleri ise daha özlü bir anlatım gibi. Şöyle diyor D.Sazak:

“Huntington’un ‘medeniyetler çatışması’ tezini haklı çıkarmak için 11 Eylül’den bu yana sergilenen ‘akıl dışı’ çabalara Papa 16’ncı Benedictus da, İslam dünyasını ayağa kaldıran ‘Hz Muhammed söylemi’ ile katıldı.”

Demek ki dünyamız , bütün işini gücünü bırakmış, “Huntington’un ‘medeniyetler çatışması’ tezini haklı çıkarmak” için, elinden ne gelirse yapıyor... ABD yönetimi, İsrael, Ben Ladin… Şimdiki Papa da Vatikan’dan katılmış bu çabaya...

Bu tür değerlendirmelerde, sebep-sonuç ilişkileri alt üst durmaktadır hep. Oysa dünyayı teoriler yönetmiyor. Tılsım tek başına “yazılı teori”lerde olsaydı, dünyada fırtına estiren düşüncelerin şimdi neden bir yaprak kıpırdatma gücüne bile sahip olmadıklarını açıklayamazdık. Teorisyenlerin, insanları peşlerinden koşturdukları tezine çok fazla inanmamak gerek. Tersine; teoriler ve onun yaratıcıları, insan toplumunun peşinden koşarlar ve eğer yürüyüş kolunun başına doğru yaklaşır, nereye doğru gidildiğini ve gidilmesi gerektiğini söyleyebilirlerse, teorisyen olurlar. O anki durumu az çok derli toplu bir program haline de getirmişlerdir, hepsi bu.

Dünya şimdi, sosyal alanda, küresel sermayenin taleplerine uygun, “ulus üstü” birleştiren olarak “küresel din”ler etrafında yeniden şekillenme sancıları çekiyor.

Sınırı kalkmış topraklar üzerine, ‘ulusal’ gömleğinden iyice arınmış küresel sermayenin egemen olduğu “küre”miz, tam olarak buna uygun bir dünya, tam anlamıyla kendine ait küresel bir din istiyor. Sadece Türkiye veya öteki “geri Doğu” toplumlarında değil, “ileri Batı”da da yaşanmakta ve olacak olan “dinsel sosyal devletler”in yeniden biçimlenmesi sürecidir.

Bu süreç, işler zamana bırakılarak fazla kanlı olmadan da gerçekleşebilir. Tamamen şiddet politikalarıyla da...

Şu anda, bomba ve ateş politikası yürürlükte.

“Haklı-haksız” ; “temiz-kirli” gibi “etiket tasnifleri”ni bir yana bırakarak şiddetin, terörün her türüne karşı çıkmadan ve dinlerin gerçek toplumsal kaynaklarını tanımadan bu alanda fazla ilerlenemez.

Şimdi övünüp-dövünmek pek bir çözüm değil ..

Daha sonra ise oldukça geç kalınmış olacak zaten.

http://toplumvetarih.blogcu.com/kuresellesmenin-islam-ulkelerinde-yansimasi/9754047


                                                    



 New York Times, Kürtlerle ilgili ayrıntılı bir analiz yayınladı...

Amerikan gazetesi The New York Times, "yeni dünya haritası"nı çizmesinin ardından, sözde Kürt bölgesinin son durumu hakkında ayrıntılı bir analiz yayınladı.


BAĞIMSIZLIKLARI İÇİN KARARLILAR

'Kurdish Region' olarak adlandırılan haritada üzerinde Kürtlerin artan etkinlikleri ile birlikte bağımsızlıkları için kararlı oldukları vurgulanıyor. Ayrıca Suriyeli Kürtlerin, Esad veya Özgür Suriye Ordusu'na bağlı olmadığı, kendi bağımsızlıkları için hazırlık yaptıkları öne sürülüyor.

Kürtlerin "Mağdur bırakıldık. Biz kendi bölgelerimizde haklarımızı alacağız" düşüncesi içerisinde hareket ettiği belirtiliyor.

TÜRKİYE'NİN KÜRT BÖLGESİNDE 700'DEN FAZLA KİŞİ ÖLDÜ

New York Times'ın, Uluslararası Kriz Grubu'na dayandırdığı veriye göre PKK'nın son zamanlardaki etkinliklerini artırırıken, son 14 ayda, 'Kürt bölgesinde' 700 den fazla kişini öldü.

"TÜRKİYE'Yİ TEHDİT EDİYOR" DÜŞÜNCESİ

Analizde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye'deki Kürt hareketlerinin Türkiye'yi tehdit ettiği ve Türkiye'nin Suriye'deki Kürt bölgelerine müdahale etme hakkının olduğunu savunduğu öne sürülüyor. (Ensonhaber)

----

Amerikalılardan sonra Avrupalılar da sözde Kürdistan haritası çizdi...

Amerikan gazetesi The New York Times'in dün yayınlamış olduğu 'yeni dünya haritası'nın ardından bir harita da Devletsiz Uluslar ve Avrupa Ulusal Azınlıkları Derneği (Eurominority) tarafından yayınlandı.

HARİTANIN BİR UCU AKDENİZ'DE

Eurominority ile Paris Kürt Enstitüsü'nün hazırladığı harita Kürtçe ve İngilizce olmak üzere iki dilli. Haritada sözde Kürdistan'ın bir ucu Hatay'ı da içine alarak Akdeniz'e kadar inerken, diğer ucu Maraş, Elbistan, Koçgiri, Erzincan, Erzurum, Kars, Iğdır ve Ağrı'ya kadar uzanıyor.

SURİYE SINIRINDAKİ KENTLERİ DE DAHİL ETMİŞLER

Haritada Musul ve Kerkük de sözde Kürdistan toprağı olarak gösterilirken, Suriye'de geçtiğimiz aylarda Kürtler'in kontrolüne geçen Türkiye sınırındaki kentler de haritaya dahil edilmiş.

Son dönemlerde Türkiye gündemiyle ilgili analizler yapıp ve bunu Türk gazetelerinde manşetlere taşıyan yabancı basının son 2 günde ardı ardına böyle haritalar yayınlaması son derece dikkat çekiyor.



                               Nasıl olacaksa, her yer parçalanacak, ama...

                                 "Türkiye'de Deprem Var; Ayrılık Yok!"

 
Kürt Çözümünde İslami Birleştiren mi?
Türkiye giderek artan bir şekilde, "demokrasi ve laiklik" ile "islami yükselişi" olduğu kadar, "Kürt meselesi" ile de "İslami yükselişi" eşitleme yönünde bir süreç yaşayacak görünüyor.

"İslami yükseliş" sadece Türkiye'ye has olmayan bir olgudur. Bugünkü "küresel dünya"da toplumlar yeniden biçimlenirken, ortak "birleştiren" olarak "din unsuru" tayin edici bir rol oynamaya başlamıştır.

 "Ulus" ve "etnik" faktörü, yerini "din-mezhep"e bırakarak tarih sahnesinden çekilme yönünde gerileyişe geçmiş olduğunu hissettiriyor. "Ulus" öğesi, "uluslaşma çağı"nın bir sosyal kategorisi idi ve rolünü yerine getirmiştir.

Din'ler, Hiristiyan ve İslam dünyasının öne çıkan birleştireni olarak, "uluslaşma"nın eridiği "küreselleşme çağı"nda, giderek daha büyük siyasal rol oynama öğeleri olacaklardır. Türkiye ve Ortadoğu'da Kürt meselesi de bu sürecin ayrılmaz parçasıdır ve bu konu BOP'un ve "İslam ümmetliği" birleştirenin parçası halinde ele alınmaya başlamıştır.

DTP'nin çok yakın zamanda, eğer varlığı İslami bir Kürt partisi olma yönünde değişmez ise, kendisini en açık haliyle AKP ile karşı karşıya bulacağını göreceğiz. "AB hayalleri" üzerine kurulmuş "AKP hayırhahlığı veya tercihi" politikasını gözden geçirme zorunluğu ister istemez doğacaktır.

Bu sürecin sağlam temellerde değerlendirilmesi, önümüzdeki on yılların nasıl şekilleneceğini belirleyebilecek kadar önem taşıyor.

Aşağıda, bir dizi argümanı bu nedenle bilgilenim alanına sokuyor ve tanınmasını istiyoruz.

 21.3.2008 / Safa Kaçmaz
 
 
5 devletten 14 yeni devlet çıkardılar. İşte o harita...New York Times gazetesi Ortadoğu haritasının yeniden çizilebileceğini ve 5 devletten 14 yeni devlet çıkabileceğini iddia eden haritalı bir analize yer verdi.

Deneyimli dış politika analisti ve gazeteci Robin Wright’ın haritalı analizine göre, gelecekte en büyük parçalanmayı ise Suudi Arabistan yaşayacak.Wright’ın analizine göre parçalanma potansiyeli taşıyan devletler Irak, Suriye, Suudi Arabistan, Yemen ve Libya olarak belirtildi.SURİYE – IRAK‘’Alevistan’’, ‘’Kürdistan’’, ‘’Sünnistan’’, ‘’Şiistan’’ Suriye’nin parçalanmasıyla bu iki ülkenin olduğu coğrafyada en az 4 devlet ortaya çıkabilir. Akdeniz sahili boyunca Lazkiye merkezli bir Arap Alevisi devleti oluşurken, Kuzey Irak’taki Kürdistan Özerk Bölgesi ile Suriye’nin kuzeyindeki Kürt bölgelerinin birleşimininden, Türkiye’nin Hatay dışında bütün güney sınırı boyunca uzanan Erbil merkezli yeni bir Kürdistan doğacak. Irak’ın güneyinde Basra merkezli yeni bir Şii devleti doğarken, Suriye ve Irak’ın Bağdat ve Şam’ı da içeren sünni vilayetlerinde yeni bir Sünni Arap devleti doğacak. Ancak özellikle Irak’taki parçalanma ihtimali gerçekleşirse kolay gerçekleşebilecek bir parçalanma olmayacağı öngörülüyor. Musul ve Kerkük’te Kürt – Arap, Bağdat ve çevresi konusunda Şii – Sünni savaşı yaşanabilir.SUUDİ ARABİSTANWright’ın analizine göre Suudi Arabistan’da krallık gelecek prenslere geçtikçe, Suudi öncesi dönemden kalan derin kabile ayrımlarının derinleşerek bölünmeyi başlatma olasılığı gündemde. Bu senaryoya göre ülke, Hürmüz Körfezi bölgesindeki Doğu Arabistan, Hicaz’da Batı Arabistan, Yemen’e yakın bölgede bir güney Arabistan ve kuzeyde bir Kuzey Arabistan kurulacak. Ülkenin orta kesimnde ise Riyad merkezli bir Vehhabi Arabistan oluşacak.YEMENYakın zaman önce birleşen Yemen, Güney Yemen’deki referandum sonrası yeniden Kuzey ve Güney Yemen diye iki ayrı ülkeye bölünebilir. Bölünme sonrası Güney Yemen tamamıyla Suudi Arabistan’a da katılabilir. Bu durumda, Hint Okyanusu’nun Arap Körfezi’ne doğrudan irtibat kazanacak Suudi Arabistan’ın İran’ın Hürmüz Körfezi’ni kapatma korkusu da yok olacak.LİBYAKabileler arasındaki büyük rekabet ülkeyi parçalanmaya götürebilir. Bu durumda, ülkenin doğuda Bingazi merkezli Sirenakya ve batıda Trablusgarp adlı iki devlete bölünmesi ihtimali var. Hatta, güney batıdaki Fizan da ayrılarak üçüncü bir devlet daha oluşturabilir. (rota haber)

BOP Haritasının Yeni Çizim Kriteri asıl olarak etnik mi, yoksa dini mi?

 
Sadece "bölen" mi, yoksa aynı zamanda dinsel-mezhepsel temelde yeniden biçimleyen, "birleştiren" mi?

Emperyalizmin eski "böl-yönet" politikası, günümüz "küresel sermayesi"nin de politikası olmaya devam edebilir mi?
 TvT'de "federalizm" ve "böl-yönet" politikaları konusunda, uzun zamandır, küresel sermayenin yeni emperyal politikasının, tam netlik kazanmasa da, toplumları, "dinsel-mezhepsel temelde, ulus ve etnik üstü bir temelde "birleştirmek" yönünde ilerlemekte olduğuna dikkat çekiliyor. Türkiye'de AKP nin "dinsel devlet" çabalarını ve "Kürt" Barzani ve "Kürt" Talabani ile bu yönde "İslami ümmet kardeşliği" yolunu açmaya çalıştığını vurguluyor...
Uzun yıllardır süren etnik sorunların doğurduğu korkularla yaşamış kitlelerin "bölünme fobisi"ni temel alan Medya ve değişik yapılanmaların, bugünkü politikayı, dünyadaki yeni sosyal kümelenme, dinsel temelde yeniden biçimlenme süreci ile bağ içinde ele alması, belki yararlı olacaktır.
Bu noktaları ele almakta yarar olacak, çünkü Türkler ve Kürtlerin ileri kitleleri arasında da, bu konu, bütün yanlarıyla ele alınmamış ve "İslami bir Türkiye+ Kürdistan" projesinin BOP içindeki yeri bu haliyle pek incelenmemiştir.

http://toplumvetarih.blogcu.com/kuresellesmenin-islam-ulkelerinde-yansimasi/9754047
 

 

 
 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder