Akado-Sammaru ittifakının gelişmesine bağlı
olarak,artık bu dönemdeki topluluk tanımlarının, giderek Oğul, Evlat, Dumu,
Maru, Marum, Martum, İbn’i kelimeleri bazında ele alınmaya başladığını
görüyoruz.Bir topluluğa ait olan ‘birey’ler, “X şehrinin oğlu”, Dumu Eriduki ,
Dumu Bad Tibiraki tarzında veya Lu URUPalāumna =Palu şehrinin Lu’su, Palulu,
haliyle tanımlanıyordu.
Burada kullanılan her özel tanımlamanın içeriğini ortaya çıkardıkça ; Palu, Bad-Tibira veya Eridu’nun kendi içinde var olan özel anlamlarını çözümlendikçe, farklı “oğul” ve “Lu”ların bağlandığı erken kökenlerde, ateş, su, toprak, hava, renk ayrımlarının yanı sıra, hayvan ve bitki totem ayrışmasına bağlı değişik varlıkların bulunduğunu da görmeye başlayacağız.
Doğal olarak, o topluluklarda totem olarak ,öküz,inek veya eşeğe tapan bir topluluğa ait oğul’un, kendini sıpa, dana, kuzu, oğlak olarak nitelemesi son derece normal ve anlamlıydı. Mesela Gudea, çözümleyemediği bir rüyasını danışmak için Tanrıça Nanşe’ye (muhtemelen Nanşe’nin rüya yorumcusu sözcüsüne) başvurduğunda, rüyada gördüğü ‘erkek eşek’in bizzat kendisi olduğunu hemen öğrenmişti.
"Göğün yabani ineği", ejderhası olmak ise kusursuz İnanna’lardan birisinin en temel özelliğiydi zaten. Dumuzi ise, ‘eza serüveni’ne başladığında elleriyle ayaklarının yılan olmasını çok istemişti.
Firavun’un büyücüleri önünde Musa’nın asa’sını yılan’a çeviren Enki’nin en önemli özelliklerinden birisi de ,onun iki omzundan inen yılanlardı. Eski totem ayrışması döneminde, bir hayvan veya bitki ile bağlantısı olmayan tanrı hemen hemen kalmamıştı. Bu nedenle onlar İnek’liklerini, Öküz’lüklerini, Boğa’lıklarını, Eşek’lik ve Köpek’liklerini,en az Aslan'lık değerindeki övgüsel ifadelerle yansıtmaktan hiç çekinmiyorlardı.
Burada kullanılan her özel tanımlamanın içeriğini ortaya çıkardıkça ; Palu, Bad-Tibira veya Eridu’nun kendi içinde var olan özel anlamlarını çözümlendikçe, farklı “oğul” ve “Lu”ların bağlandığı erken kökenlerde, ateş, su, toprak, hava, renk ayrımlarının yanı sıra, hayvan ve bitki totem ayrışmasına bağlı değişik varlıkların bulunduğunu da görmeye başlayacağız.
Doğal olarak, o topluluklarda totem olarak ,öküz,inek veya eşeğe tapan bir topluluğa ait oğul’un, kendini sıpa, dana, kuzu, oğlak olarak nitelemesi son derece normal ve anlamlıydı. Mesela Gudea, çözümleyemediği bir rüyasını danışmak için Tanrıça Nanşe’ye (muhtemelen Nanşe’nin rüya yorumcusu sözcüsüne) başvurduğunda, rüyada gördüğü ‘erkek eşek’in bizzat kendisi olduğunu hemen öğrenmişti.
"Göğün yabani ineği", ejderhası olmak ise kusursuz İnanna’lardan birisinin en temel özelliğiydi zaten. Dumuzi ise, ‘eza serüveni’ne başladığında elleriyle ayaklarının yılan olmasını çok istemişti.
Firavun’un büyücüleri önünde Musa’nın asa’sını yılan’a çeviren Enki’nin en önemli özelliklerinden birisi de ,onun iki omzundan inen yılanlardı. Eski totem ayrışması döneminde, bir hayvan veya bitki ile bağlantısı olmayan tanrı hemen hemen kalmamıştı. Bu nedenle onlar İnek’liklerini, Öküz’lüklerini, Boğa’lıklarını, Eşek’lik ve Köpek’liklerini,en az Aslan'lık değerindeki övgüsel ifadelerle yansıtmaktan hiç çekinmiyorlardı.
Nasıralı İsa'mızla birlikte tam Kudüs’e gireceğimiz sırada, İsa’nın bir kez daha hayvan
merakı ortaya çıkacaktır.
O Kudüs'e ille de bir Sıpa üzerinde girmek istemekteydi. Havarilerini, bir dişi eşek’in yanına
bağlı, sırtına hiç binilmemiş yavru bir eşek, bir sıpa bulmaya göndermişti, çünkü Kudüs’e “bir
eşek sıpası”nın üzerinde girmeli; ‘krallığını” bu Sıpa yoluyla da göstermeliydi, vb:
“Ey Siyon kızı, sevinçle coş!
Sevinç çığlıkları at, ey Yeruşalim kızı!
İşte kralın!
Eşeğe, evet, sıpaya,
Eşek yavrusuna binmiş sana geliyor!”
Matta 21
Bütün bunlar, ‘Göklerden gönderilmiş’ ‘İnsanoğlu İsa Mesih’in, eski dünyaya ait anlaşılmaz
garip ‘mitoloji’lerinin yinelenmesi değildi.
Eğer bu aktarımlar, eski toplumun hayvan-bitki totem ayrışması temeline oturtulur; bozulmuş
aktarımların yarattığı sisler ardındaki izler günümüzün Hıristiyan-Ortodoks kiliseleri içinde
aranmaya çalışılırsa, görülecektir ki, bütün bu sembolizmler, eski Mezopotamya
topluluklarının erken dönem bitki-hayvan totemleriyle eşitlenmiş farklı toplum birimlerin
kendilerini ifade etme biçimleriyle ilintiliydi...İncilleri dikkatle incelediğimizde, "asma", "nar"
, "güvercin", "kuzu", "sıpa".. vb. gibi vurguların ardında, şimdi "hıristiyan" olarak "birleşmiş"
kilise topluluklarının erken ayrılıkları bulunduğunu göreceğiz.
Ve her bir sembol de, giderek kaynaşmış da olsa, ön kaynak bakımından birbirlerinden farklı
toplum birimlerin erken tarihlerindeki "hayvan/bitki totem" atalarını anlatıyordu.
Örneğin öteki kiliseler için daha çok "Kuzu İsa" olan "Oğul","Kurtarıcı Rab", günümüzdeki
Süryani Kilisesi için ise hala “Ey küçük güvercin!” olmaya devam eder!
Bu ‘güvercin’ Nuh’un ‘gemi’sinden çıkıp ağzında bir ‘zeytin dalı’ ile dönüp gelen, bugünkü
Yunan kilisesinin ve kültürünün de ‘barış sembolü’ olan hayvandı.(1)
Bu yüzden eski peygamberlerin bazılarının, özellikle de, muhtemelen Asurla eşitlenen Uş
ülkesi, Kuş ülkesi peygamberlerinin ‘kuş dili’ bilmeleri kadar doğal bir şey de yoktu!
O anlatımlarda kuşun’un ‘dile gelip konuşması’, ‘güvercin’ sembollü bir topluluk söz konusu
olunca, hiç garip değildi.
O kadar ki, karısına “kuşum”, “tavuğum”, “kekliğim”, “bıldırcınım” diyen erkeğin sözlerini bu
nitelemelere tabi karısının anlaması kadar…http://toplumvetarih.blogcu.com/kudus-e-sipa-ustunde-giren-isa/5191873
merakı ortaya çıkacaktır.
O Kudüs'e ille de bir Sıpa üzerinde girmek istemekteydi. Havarilerini, bir dişi eşek’in yanına
bağlı, sırtına hiç binilmemiş yavru bir eşek, bir sıpa bulmaya göndermişti, çünkü Kudüs’e “bir
eşek sıpası”nın üzerinde girmeli; ‘krallığını” bu Sıpa yoluyla da göstermeliydi, vb:
“Ey Siyon kızı, sevinçle coş!
Sevinç çığlıkları at, ey Yeruşalim kızı!
İşte kralın!
Eşeğe, evet, sıpaya,
Eşek yavrusuna binmiş sana geliyor!”
Matta 21
Bütün bunlar, ‘Göklerden gönderilmiş’ ‘İnsanoğlu İsa Mesih’in, eski dünyaya ait anlaşılmaz
garip ‘mitoloji’lerinin yinelenmesi değildi.
Eğer bu aktarımlar, eski toplumun hayvan-bitki totem ayrışması temeline oturtulur; bozulmuş
aktarımların yarattığı sisler ardındaki izler günümüzün Hıristiyan-Ortodoks kiliseleri içinde
aranmaya çalışılırsa, görülecektir ki, bütün bu sembolizmler, eski Mezopotamya
topluluklarının erken dönem bitki-hayvan totemleriyle eşitlenmiş farklı toplum birimlerin
kendilerini ifade etme biçimleriyle ilintiliydi...İncilleri dikkatle incelediğimizde, "asma", "nar"
, "güvercin", "kuzu", "sıpa".. vb. gibi vurguların ardında, şimdi "hıristiyan" olarak "birleşmiş"
kilise topluluklarının erken ayrılıkları bulunduğunu göreceğiz.
Ve her bir sembol de, giderek kaynaşmış da olsa, ön kaynak bakımından birbirlerinden farklı
toplum birimlerin erken tarihlerindeki "hayvan/bitki totem" atalarını anlatıyordu.
Örneğin öteki kiliseler için daha çok "Kuzu İsa" olan "Oğul","Kurtarıcı Rab", günümüzdeki
Süryani Kilisesi için ise hala “Ey küçük güvercin!” olmaya devam eder!
Bu ‘güvercin’ Nuh’un ‘gemi’sinden çıkıp ağzında bir ‘zeytin dalı’ ile dönüp gelen, bugünkü
Yunan kilisesinin ve kültürünün de ‘barış sembolü’ olan hayvandı.(1)
Bu yüzden eski peygamberlerin bazılarının, özellikle de, muhtemelen Asurla eşitlenen Uş
ülkesi, Kuş ülkesi peygamberlerinin ‘kuş dili’ bilmeleri kadar doğal bir şey de yoktu!
O anlatımlarda kuşun’un ‘dile gelip konuşması’, ‘güvercin’ sembollü bir topluluk söz konusu
olunca, hiç garip değildi.
O kadar ki, karısına “kuşum”, “tavuğum”, “kekliğim”, “bıldırcınım” diyen erkeğin sözlerini bu
nitelemelere tabi karısının anlaması kadar…http://toplumvetarih.blogcu.com/kudus-e-sipa-ustunde-giren-isa/5191873
Mezopotamya'nın en eski dinlerine değin uzanan ve "ilk tektanrıcı din" diye hatalı bir şekilde
değerlendirilen Museviliğin, Sıpa, Koyun, Tavuk, İnek vb. türü hayvan totemlerle olan ilişkisi
yeterince araştırılmamıştır.
İlhan Arsel gibi yazarlarımız, İslam'da "kadın, eşek,köpek" eşitlemesi olduğundan
bahsetmiş ve fakat hiçbir zaman, bu konunun İslam'la sınırlı olmadığını ve olamayacağını;
Mezopotamya kaynaklı tüm dinlerde şu veya bu düzeyde etkisi kalmış eski totem
anlayışına dayandığını ortaya koymamıştır.
Daha kötüsü, açıklığa kavuşturduğumuz bu konulara karşın, eski tek yanlı kaba ateizm
sürdürülmeye çalışılıyor...
değerlendirilen Museviliğin, Sıpa, Koyun, Tavuk, İnek vb. türü hayvan totemlerle olan ilişkisi
yeterince araştırılmamıştır.
İlhan Arsel gibi yazarlarımız, İslam'da "kadın, eşek,köpek" eşitlemesi olduğundan
bahsetmiş ve fakat hiçbir zaman, bu konunun İslam'la sınırlı olmadığını ve olamayacağını;
Mezopotamya kaynaklı tüm dinlerde şu veya bu düzeyde etkisi kalmış eski totem
anlayışına dayandığını ortaya koymamıştır.
Daha kötüsü, açıklığa kavuşturduğumuz bu konulara karşın, eski tek yanlı kaba ateizm
sürdürülmeye çalışılıyor...
Balam'ın Eşeği
İncil:
Say.22: 23
Eşek, yalın kılıç yolda durmakta olan RAB'bin meleğini görünce, yoldan sapıp tarlaya girdi.
Balam yola döndürmek için eşeği dövdü.
Eşek RAB'bin meleğini görünce duvara sıkıştı, Balam'ın ayağını ezdi. Balam eşeği yine
dövdü.
Eşek RAB'bin meleğini görünce, Balam'ın altında yıkıldı. Balam öfkelendi, değneğiyle eşeği
dövdü.
Bunun üzerine RAB eşeği konuşturdu. Eşek Balam'a, "Sana ne yaptım ki, üç kez beni böyle
dövdün?" diye sordu.
Eşek, "Bugüne dek hep üzerine bindiğin eşek değil miyim ben?" dedi, "Daha önce sana hiç
böyle davrandım mı?" Balam, "Hayır" diye yanıtladı.
Eşek beni gördü, üç kez önümden saptı. Eğer yoldan sapmasaydı, seni öldürür, onu sağ
bırakırdım."
İncil:
Say.22: 23
Eşek, yalın kılıç yolda durmakta olan RAB'bin meleğini görünce, yoldan sapıp tarlaya girdi.
Balam yola döndürmek için eşeği dövdü.
Eşek RAB'bin meleğini görünce duvara sıkıştı, Balam'ın ayağını ezdi. Balam eşeği yine
dövdü.
Eşek RAB'bin meleğini görünce, Balam'ın altında yıkıldı. Balam öfkelendi, değneğiyle eşeği
dövdü.
Bunun üzerine RAB eşeği konuşturdu. Eşek Balam'a, "Sana ne yaptım ki, üç kez beni böyle
dövdün?" diye sordu.
Eşek, "Bugüne dek hep üzerine bindiğin eşek değil miyim ben?" dedi, "Daha önce sana hiç
böyle davrandım mı?" Balam, "Hayır" diye yanıtladı.
Eşek beni gördü, üç kez önümden saptı. Eğer yoldan sapmasaydı, seni öldürür, onu sağ
bırakırdım."
Eski Ahit:
Mısır'dan Çıkış 13:13
"İlk doğan her sıpanın bedelini bir kuzuyla ödeyin. Bedelini ödemezseniz, boynunu kırın.
Bütün ilk doğan erkek çocuklarınızın bedelini ödemelisiniz."http://toplumvetarih.blogcu.com/eski-ahit-de-kuzu-ve-kuzu-isa-motifi/5306450
Mısır'dan Çıkış 13:13
"İlk doğan her sıpanın bedelini bir kuzuyla ödeyin. Bedelini ödemezseniz, boynunu kırın.
Bütün ilk doğan erkek çocuklarınızın bedelini ödemelisiniz."http://toplumvetarih.blogcu.com/eski-ahit-de-kuzu-ve-kuzu-isa-motifi/5306450
Kudüs'e Sıpa Üstünde Giren İsa!
26.3.2009
“Ey Siyon kızı, sevinçle coş!
Sevinç çığlıkları at, ey Yeruşalim kızı!
İşte kralın!
Eşeğe, evet, sıpaya,
Eşek yavrusuna binmiş sana geliyor!”
Matta 21
**
İsa, dişi eşeğin sıpasının kendisine getirilmesini istiyor…
...
Yeruşalim'e yaklaşıp Zeytin Dağı'nın yamacındaki Beytfaci Köyü'ne geldiklerinde İsa, iki
öğrencisini önden gönderdi.
Onlara, "Karşınızdaki köye gidin" dedi, "Hemen orada bağlı bir dişi eşek ve yanında bir sıpa
bulacaksınız. Onları çözüp bana getirin.
Size bir şey diyen olursa, 'Rab' bin bunlara ihtiyacı var, hemen geri gönderecek' dersiniz."
Bu olay, peygamber aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelsin diye oldu:
"Siyon kızına deyin ki, 'İşte, alçakgönüllü Kralın, Eşeğe, evet sıpaya, Eşek yavrusuna binmiş
Sana geliyor.'"
Öğrenciler gidip İsa'nın kendilerine buyurduğu gibi yaptılar.
Eşekle sıpayı getirip üzerlerine giysilerini yaydılar, İsa sıpaya bindi.
Halkın büyük bir bölümü giysilerini yolun üzerine serdi. Bazıları da ağaçlardan dal kesip yola
seriyordu.
Önden giden ve arkadan gelen kalabalıklar şöyle bağırıyorlardı:
"Davut Oğlu'na hozana!
Rab'bin adıyla gelene övgüler olsun,
En yücelerde hozana!"
İsa Yeruşalim'e girdiği zaman bütün kent, "Bu kimdir?" diyerek çalkandı.
Kalabalıklar, "Bu, Celile'nin Nasıra Kenti'nden Peygamber İsa'dır" diyordu. ( Matta 21)
26.3.2009
“Ey Siyon kızı, sevinçle coş!
Sevinç çığlıkları at, ey Yeruşalim kızı!
İşte kralın!
Eşeğe, evet, sıpaya,
Eşek yavrusuna binmiş sana geliyor!”
Matta 21
**
İsa, dişi eşeğin sıpasının kendisine getirilmesini istiyor…
...
Yeruşalim'e yaklaşıp Zeytin Dağı'nın yamacındaki Beytfaci Köyü'ne geldiklerinde İsa, iki
öğrencisini önden gönderdi.
Onlara, "Karşınızdaki köye gidin" dedi, "Hemen orada bağlı bir dişi eşek ve yanında bir sıpa
bulacaksınız. Onları çözüp bana getirin.
Size bir şey diyen olursa, 'Rab' bin bunlara ihtiyacı var, hemen geri gönderecek' dersiniz."
Bu olay, peygamber aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelsin diye oldu:
"Siyon kızına deyin ki, 'İşte, alçakgönüllü Kralın, Eşeğe, evet sıpaya, Eşek yavrusuna binmiş
Sana geliyor.'"
Öğrenciler gidip İsa'nın kendilerine buyurduğu gibi yaptılar.
Eşekle sıpayı getirip üzerlerine giysilerini yaydılar, İsa sıpaya bindi.
Halkın büyük bir bölümü giysilerini yolun üzerine serdi. Bazıları da ağaçlardan dal kesip yola
seriyordu.
Önden giden ve arkadan gelen kalabalıklar şöyle bağırıyorlardı:
"Davut Oğlu'na hozana!
Rab'bin adıyla gelene övgüler olsun,
En yücelerde hozana!"
İsa Yeruşalim'e girdiği zaman bütün kent, "Bu kimdir?" diyerek çalkandı.
Kalabalıklar, "Bu, Celile'nin Nasıra Kenti'nden Peygamber İsa'dır" diyordu. ( Matta 21)
Totem Hayvan Eşek'in Partisi Kuruldu
Eski totem hayvan ve bitkilerin ulusal amblem, arma veya bayraklarda yer alması hakkında
yazmıştık. At, Kanguru, Kartal, Ayı... türü hayvan totemlerden sonra, erken dönemlerden
itibaren Mezopotamya'da varlığını tanıdığımız Eşek (ve sıpası da) sonunda, Kuzey Irak
bölgesinde yeniden resmi yerini almış görünüyor.**********
'Eşek Partisi' adında parti kuruldu
Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimde faaliyet gösteren Eşekleri Sevme ve Koruma
Derneği, "Eşek Partisi" adında bir siyasi parti kurdu.
El Arabiye televizyonunun internet sayfasında yer alan habere göre, partinin genel
başkanlığına seçilen Amr Kalul, Irak genelindeki dernek üyelerinin parti üyeliğine geçiş
yaptığını belirterek, "diğer partilerle rekabete hazırız" dedi.
Bölgede 2005 yılında kurulan Eşekleri Sevme ve Koruma Derneği üye sayısının artmasıyla
bir parti kurma fikrinin ortaya çıktığını belirten Kalul, partinin, önce bölgede garip
karşılandığını ancak insanların zamanla bu isme alıştıklarını kaydetti.
Kalul, "üzerinde yüklerimizi taşıdığımız her işimizi gördüğümüz bu hayvanı neden
sevmiyoruz ve bu ismi neden küçümsüyoruz? Şunu iyi bilmeliyiz ki eşeğin de bir hakkı
hukuku vardır. Eşeği sevdiğimiz için önce onu koruma amaçlı bir dernek kurduk, şimdi de
aynı isimle bir parti kurduk" ifadelerini kullandı.
Partinin merkez binasına "han" (hayvan barınma yeri), ilçe ve ilçelerdeki parti teşkilat
merkezlerine de "istibal" (handan küçük hayvan barınma yeri) isimlerini verdiklerini belirten
Eşek Partisi Genel Başkanı Kalul, partideki hiyerarşinin de büyük, orta ve küçük eşeklere
verilen isimlere uyumlu olacak şekilde "himar (en üst düzey yetkili), itan (orta düzeyli yetkili)
ve cahş (üye) olarak sıralanacağını kaydetti.
Avrupa ve ABD'de 19 yüzyılda hayvanları korumak için hayvan sever derneklerin
kurulduğunu belirten Kalul, "Biz de bu isimde bir parti kurduk, kimse yadırgamasın" dedi.
Haberde partinin, Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimden mali destek talep ettiği ve
propaganda faaliyetlerinde kullanmak üzere bir radyo istasyonu kurmayı planladığı da
belirtildi.http://toplumvetarih.blogcu.com/totem-hayvan-esek-in-partisi-kuruldu/8537557
Eski totem hayvan ve bitkilerin ulusal amblem, arma veya bayraklarda yer alması hakkında
yazmıştık. At, Kanguru, Kartal, Ayı... türü hayvan totemlerden sonra, erken dönemlerden
itibaren Mezopotamya'da varlığını tanıdığımız Eşek (ve sıpası da) sonunda, Kuzey Irak
bölgesinde yeniden resmi yerini almış görünüyor.**********
'Eşek Partisi' adında parti kuruldu
Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimde faaliyet gösteren Eşekleri Sevme ve Koruma
Derneği, "Eşek Partisi" adında bir siyasi parti kurdu.
El Arabiye televizyonunun internet sayfasında yer alan habere göre, partinin genel
başkanlığına seçilen Amr Kalul, Irak genelindeki dernek üyelerinin parti üyeliğine geçiş
yaptığını belirterek, "diğer partilerle rekabete hazırız" dedi.
Bölgede 2005 yılında kurulan Eşekleri Sevme ve Koruma Derneği üye sayısının artmasıyla
bir parti kurma fikrinin ortaya çıktığını belirten Kalul, partinin, önce bölgede garip
karşılandığını ancak insanların zamanla bu isme alıştıklarını kaydetti.
Kalul, "üzerinde yüklerimizi taşıdığımız her işimizi gördüğümüz bu hayvanı neden
sevmiyoruz ve bu ismi neden küçümsüyoruz? Şunu iyi bilmeliyiz ki eşeğin de bir hakkı
hukuku vardır. Eşeği sevdiğimiz için önce onu koruma amaçlı bir dernek kurduk, şimdi de
aynı isimle bir parti kurduk" ifadelerini kullandı.
Partinin merkez binasına "han" (hayvan barınma yeri), ilçe ve ilçelerdeki parti teşkilat
merkezlerine de "istibal" (handan küçük hayvan barınma yeri) isimlerini verdiklerini belirten
Eşek Partisi Genel Başkanı Kalul, partideki hiyerarşinin de büyük, orta ve küçük eşeklere
verilen isimlere uyumlu olacak şekilde "himar (en üst düzey yetkili), itan (orta düzeyli yetkili)
ve cahş (üye) olarak sıralanacağını kaydetti.
Avrupa ve ABD'de 19 yüzyılda hayvanları korumak için hayvan sever derneklerin
kurulduğunu belirten Kalul, "Biz de bu isimde bir parti kurduk, kimse yadırgamasın" dedi.
Haberde partinin, Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimden mali destek talep ettiği ve
propaganda faaliyetlerinde kullanmak üzere bir radyo istasyonu kurmayı planladığı da
belirtildi.http://toplumvetarih.blogcu.com/totem-hayvan-esek-in-partisi-kuruldu/8537557
Çünkü Kuzu, rablerin Rabbi, kralların Kralı`dır -
Kardeşlerimiz Kuzu`nun kanıyla
Ve ettikleri tanıklık bildirisiyle Onu yendiler.
Çünkü Fısıh kuzumuz Mesih kurban edildi.
Kuzu`ya karşı savaşacaklar, ama Kuzu onları yenecek.
Çünkü Kuzu, rablerin Rabbi, kralların Kralı`dır.
O`nunla birlikte olanlar, çağrılmış, seçilmiş
ve O`na sadık kalmış olanlardır.
Yeryüzünde yaşayan ve dünya kurulalı beri
boğazlanmış Kuzu`nun yaşam kitabına
adı yazılmamış olan herkes ona tapacak.
Vahiy, 1. Korintlilerhttp://toplumvetarih.blogcu.com/cunku-kuzu-rablerin-rabbi-krallarin-krali-dir/1626532
Kardeşlerimiz Kuzu`nun kanıyla
Ve ettikleri tanıklık bildirisiyle Onu yendiler.
Çünkü Fısıh kuzumuz Mesih kurban edildi.
Kuzu`ya karşı savaşacaklar, ama Kuzu onları yenecek.
Çünkü Kuzu, rablerin Rabbi, kralların Kralı`dır.
O`nunla birlikte olanlar, çağrılmış, seçilmiş
ve O`na sadık kalmış olanlardır.
Yeryüzünde yaşayan ve dünya kurulalı beri
boğazlanmış Kuzu`nun yaşam kitabına
adı yazılmamış olan herkes ona tapacak.
Vahiy, 1. Korintlilerhttp://toplumvetarih.blogcu.com/cunku-kuzu-rablerin-rabbi-krallarin-krali-dir/1626532
POPE
Pope Benedict XVI blesses a lamb to mark the feast of Saint Agnes at the Vatican January 21, 2012. REUTERS/Osservatore Romano (VATICAN - Tags: RELIGION) THIS IMAGE HAS BEEN SUPPLIED BY A THIRD PARTY. IT IS DISTRIBUTED, EXACTLY AS RECEIVED BY REUTERS, AS A SERVICE TO CLIENTS REUTERS.
Pope Benedict XVI blesses a lamb to mark the feast of Saint Agnes at the Vatican January 21, 2012. REUTERS/Osservatore Romano (VATICAN - Tags: RELIGION) THIS IMAGE HAS BEEN SUPPLIED BY A THIRD PARTY. IT IS DISTRIBUTED, EXACTLY AS RECEIVED BY REUTERS, AS A SERVICE TO CLIENTS REUTERS.
Pope Benedict XVI marked the Feast of St. Agnes Saturday with a centuries-old rite: the blessing of the lambs from whose wool the Pallium will be made.
Two small lambs were carried to the Pope in baskets, as per tradition, by the Canons Regular of the Lateran Basilica.
Agnes means “lamb” in Latin.
The saint of the same name was a martyr of the early 4th century, known for her consecrated virginity, who was killed for refusing to worship pagan gods.
To symbolize St. Agnes’ purity, one of the lambs wears a crown of white flowers, while the other wears a red floral wreath to recall her faithful witness even unto death.
Reared in the convent instead of Tre Fontane in Rome, come Summer these same two lambs will be brought to the monastery of Santa Cecilia in Trastevere where in a custom that has remained in tact down through the centuries, they will be shorn to supply the wool from which the religious sisters will weave the Pallium.
These white stoles are worn by metropolitan archbishops around their necks as a symbol of their authority and unity with the pope.
The Holy Father presents them to newly-appointed metropolitan archbishops each year on June 29, the feast of Sts. Peter and Paul.
Two small lambs were carried to the Pope in baskets, as per tradition, by the Canons Regular of the Lateran Basilica.
Agnes means “lamb” in Latin.
The saint of the same name was a martyr of the early 4th century, known for her consecrated virginity, who was killed for refusing to worship pagan gods.
To symbolize St. Agnes’ purity, one of the lambs wears a crown of white flowers, while the other wears a red floral wreath to recall her faithful witness even unto death.
Reared in the convent instead of Tre Fontane in Rome, come Summer these same two lambs will be brought to the monastery of Santa Cecilia in Trastevere where in a custom that has remained in tact down through the centuries, they will be shorn to supply the wool from which the religious sisters will weave the Pallium.
These white stoles are worn by metropolitan archbishops around their necks as a symbol of their authority and unity with the pope.
The Holy Father presents them to newly-appointed metropolitan archbishops each year on June 29, the feast of Sts. Peter and Paul.
Papa, 'Kuzu İsa'yı (Neden) Takdis Ediyor?
Hayvan ve bitki totem tapınmasının kalıntıları, günümüzde sadece İslam inancında devam
etmiyor!
Hıristiyan kiliseler ve Vatikan merkezi , "hayvan kuzu" takdisleri yoluyla, "Kuzu İsa"ya
tapınma ritlerinisürdürüyor!
**
Hayvan ve bitki totem tapınmasının kalıntıları, günümüzde sadece İslam inancında devam
etmiyor!
Hıristiyan kiliseler ve Vatikan merkezi , "hayvan kuzu" takdisleri yoluyla, "Kuzu İsa"ya
tapınma ritlerinisürdürüyor!
**
Papa 2 kuzu kutsadı Papa 16. Benediktus, yünlerinden yeni atanan başpiskoposlar için şal
yapılacak iki kuzuyu kutsadı.
Papa 16. Benediktus, yünlerinden yeni atanan başpiskoposlar için şal yapılacak iki kuzuyu
kutsadı.
Kutsama bugün, bir kuzunun simgelediği erken Hıristiyanlık döneminin azizlerinden Aziz
Agnes için düzenlenen yıllık törende yapıldı.... http://toplumvetarih.blogcu.com/papa-kuzu-isa-yi-neden-takdis-ediyor/6844650
Yeni başpiskoposlar, şallarını 29 Haziran'da teslim alacak.
Başpiskoposlar için yapılacak özel beyaz yün şalın üzerinde, başpiskoposların papayla
bağlarını ve piskoposluk yetkisini simgeleyen, siyah ipekten işlenmiş 6 haç bulunacak.
***
Vatikan merkezli haberde, bu iki kuzunun geldiği "kaynak" ve yünlerinin kim tarafından
işleneceği bile özel bir önem arzetmektedir.
Vatikan'ın, bu iki kuzu'ya ilişkin önemsediği "ayrıntılar", bizi eski Akad ritlerinin bazı
özelliklerine taşıyor. Anımsanacağı gibi, Akad ritlerinde, bazı sunu hayvanların,
renklerinden, yaşlarına kadar ve hangi tür yiyecekle besleneceklerine varan özel önemde
"ayrıntılar" söz konusu edilmekteydi.
Konunun, şimdi bize oldukça detay görünen bu yanları, ancak, eski toplumun çok sıkı bir
şekilde bağlı olduğu hayvan ve bitki totem ayrışmasını tanımakla anlam bulabilir.
ABD'de Parti Sembolleri...
İslamda «kadın, eşek ve köpek »in namazı bozması
Bay İlhan Arsel'in kitabında, İslamın kadınları aşağılamasına verdiği bir örnek de, «sutre»siz
Bay İlhan Arsel'in kitabında, İslamın kadınları aşağılamasına verdiği bir örnek de, «sutre»siz
namaz kılarken, imanlının önünden «kadın, eşek ve köpek» gibi varlıklar geçerse, namazın
bozulacağını söylemiş olmasına dayanır. Bay Arsel, « kadın, eşek ve köpek », bazen buna
«domuz ve Yahudi » de eklenir, ifadelerinin birlikte kullanılmasından sonuçlar çıkarır ve
"kadın”ın İslamda «eşek, köpek, domuz » ile eş tutulmuş olarak aşağılanmasını anlatır…
Gerçekten de İslam’ın kadını aşağılaması sürecinin gelişiminde bu tür inanç ve
Gerçekten de İslam’ın kadını aşağılaması sürecinin gelişiminde bu tür inanç ve
uygulamaların önemli bir yeri olmuş olmalıdır.
Fakat bizim şu andaki işimiz, İslamın bunları söyleyip söylemediğinden çok, bu sözlerin
Fakat bizim şu andaki işimiz, İslamın bunları söyleyip söylemediğinden çok, bu sözlerin
neden edilmiş olabileceğini anlamaya çalışmak ve eski toplumun hayvanlar dünyası ile iç içe
geçmiş yapısını, özellikle Avesta ve Enuma Eliş incelemesi öncesinde, az çok ayrıntılarıyla
tanımaya çalışmaktır.
Süleymaniye'de Eşek Partisi'nin eşek heykeli, eşek toteminin Kürtler arasında tarihteki kaynaklarına işaret ediyor olmalı...
Eşek Partisi'nden eşek heykeli
Kuzey Irak'taki Eşek Partisi'nin resmi heykelinin aşılışı yapıldı.
Kürt heykeltraş tarafından yapılan takım elbiseli ve kravatlı eşek heykelinin 5 bin TL'ye mal
olduğu kaydedildi.
Süleymaniye kentinin ünlü şair Nali'nin ismini taşıyan caddeye dikilen heykelin açılışında
Süleymaniye kentinin ünlü şair Nali'nin ismini taşıyan caddeye dikilen heykelin açılışında
konuşan Eşek Partisi Genel Sekreteri Ömer Kalol, "Umarım bu heykel, insanların
hayvanlara daha iyi davranmalarının yolunu açar" dedi. Kalol, Nali'nin hayvanlar hakkında
çok değerli şiirler yazdığı için heykelin Nali Caddesi'ne dikilmesinin de ayrıca anlamlı
olduğunu söyledi.
Omar Klol is the founder of the Kurdistan donkey party. He has been interviewed by many arab tv channels and news agencies.
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder