24 Ağustos 2013
Eski toplumun dinsel inanç temellerini sadece 'cehalet" ve-ya 'hurafe'lerde arayan kaba-vülger ateizm, böylece temel toplumsal sorulara yanıt ver-e-mediği olgusunu gizlemeye çalışmaktadır.
Bilimsel atezim ise, eski toplumdan devralınan ve giderek başlangıçtaki gerekçeleri bozularak gerçekten de anlamsızlaşan ritüellerin ve dinsel iman amentülerinin toplum birim içindeki ve toplum birimler arasındaki ilişkiler bakımından temellerini ortaya çıkarmaya çalışır.
Birkaç ünlem atarak ele aldığı ritüel veya dinsel imanları eleştirdiğini sanan kaba-vülger-pozitivist ateizm, genel bir kural olarak, eski toplumun kutsal jargonunu tanımadığı gibi, farklı ritüel biçim ve araçları arasındaki temel toplumsal mantığı ve uygulama gerekçeleri arasındaki paralelliğini de kuramaz; kurma yönünde de çalışmaz!
Örneğin, totem hayvanların ve totem bitkilerin tamamını toplu bir değerlendirmeye tabi tutamaz; onlar arasındaki ortak yanlardan genel bir sonuç çıkarmayı deneyemez. Bütün verileri tekçil örnekler olarak ele alıp, ünlemli alaylarla vb. bir hayvan veya bitki kutsal kabul eden toplumlara "cahil" demeyi "ateizm" sanır.
Eski toplumun imanını ele alırken, önüne "domuz totemi" çıkmış ise, onun neden kutsal ve-ya haram seçilmiş olabileceğine ilişkin bir dizi uydurma gerekçe sunarak o defteri kapatır. Ardından başka bir "hayvan totem" için, bu kez bu hayvana özel gerekçeler uydurmayı da 'teorisyenlik' sayar.
Defalarca uyarmamıza karşın, bir bölüm kaba ateist kişi, yıllardır aynı çerçeveleri, aynı alayları, aynı ünlemleri tekrarlamaktan pek bıkmış görünmüyorlar. Fakat, yeniden söyleyelim ki, kullanılan bu tür metotlardan bilimsel bir ateizme ulaşma olanağı olmadığı gibi, bu dar yaklaşım nedeniyle, dinlerle sağlam bir ateizm temelinde mücadele etme şansı da bulunmuyor.
Buradaki konumuz olan 'dilek' araçlarında da, eski toplumun bunları kullanırken gözettiği ortak noktaları ele almalıyız. "Kutsal dilek taşı"nı "taşın sağlamlık, güç, saygınlık sembolü" vb. olma uydurma gerekçesine bağlayan bir kaba ateizmin "yumurta" gibi bir araca, renkli bez veya çaputlara, iplere neden değer veriliyor olduğunu açıklama şansı yoktur.
Bütün bu konular sadece toplumbilim temeline bağlı kalan bir ateizm tarafından, eski toplumun yapısı, ilişkileri, aidiyet sembolleri, insan kurban sunum özellikleri vb. derinlemesine incelenerek ortaya konulabilir.
Yıllardır yürütülen bu kapsamdaki çalışmalar yoluyla bilimsel ateizmin temelleri yükseltilmektedir.
http://www.denizlihaber.com/yazarlar/gezenin-gunlugu/denizli-ile-muglayi-sandiras-daginda-bulusturan-gelenek-eren-gunu/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder