Bu "Yeşilay"cının, Mardin'de üniversite yokken, "ahlak" üzerine konuştuğu duyulmuş mu?
Çok kadınla evlilik....
Amca, teyze, hala çocukları arası evlilikler...
Çocuk gelinler...
Namus adına kadın katliamları...
13 yaşında kız çocuğuna toplu cinsel saldırı...
Homoseksüel erkeklerin katli...
Yeşilaycı, aslında Pandora Kutusu'nu açtı...
Çok kadınla evlilik....
Amca, teyze, hala çocukları arası evlilikler...
Çocuk gelinler...
Namus adına kadın katliamları...
13 yaşında kız çocuğuna toplu cinsel saldırı...
Homoseksüel erkeklerin katli...
Yeşilaycı, aslında Pandora Kutusu'nu açtı...
'Fiili zinaya doğru gidiliyor!'muş!
"N.Ç.’YE TECAVÜZ EDENLER ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ MİYDİ?"
Antropoloji Bölümü öğrencisi Hüseyin Dağ ise Mardin’de onlarca kişinin tecavüzüne uğrayan N.Ç. adlı kızı örnek olarak göstererek, şöyle konuştu: "Ey Günlüoğlu; Sen medeniyetler şehri olan bu şehirde, medeniyetin eşiğinden bile geçememişsin, görünen köy uzakta değildir. Öyle bahsettiğin gibi İzmir, Ankara, İstanbul gibi büyük şehirlere bakmaya gerek yok. Burada Mardin’de yanı başımızda N.Ç. adlı kız çocuğuna onlarca kişi tecavüz etti. Ve bu kişilerden hiçbiri üniversite öğrencisi değildi. Hepsi bir yerlerde müdür ve yöneticiydi. Yıllardır bölgemizde savaşanlar varken, buna güz yumup, sessiz kalınıp, sevişenlerin senin gözüne batması ayrı bir ironidir. Üniversite öğrencilerine yönelik bu açıklama ortaçağ zihniyetinin özlemini dile getiren bir açıklamadır. Mardin Artuklu Üniversitesi, Nisibis Akademisi’nin temelleri üzerinde kurulmuş kısa zamanda Mardin’de kısa sürede çağ atlatmış bir üniversitedir."
Artuklu Üniversitesi Öğrenci Temsilcisi Narin Temel de Mardin’in örf ve adetlerini çok iyi bildiklerini belirterek, Günlüoğlu’nu iddialarını kanıtlamaya çağırdı.
Antropoloji Bölümü öğrencisi Hüseyin Dağ ise Mardin’de onlarca kişinin tecavüzüne uğrayan N.Ç. adlı kızı örnek olarak göstererek, şöyle konuştu: "Ey Günlüoğlu; Sen medeniyetler şehri olan bu şehirde, medeniyetin eşiğinden bile geçememişsin, görünen köy uzakta değildir. Öyle bahsettiğin gibi İzmir, Ankara, İstanbul gibi büyük şehirlere bakmaya gerek yok. Burada Mardin’de yanı başımızda N.Ç. adlı kız çocuğuna onlarca kişi tecavüz etti. Ve bu kişilerden hiçbiri üniversite öğrencisi değildi. Hepsi bir yerlerde müdür ve yöneticiydi. Yıllardır bölgemizde savaşanlar varken, buna güz yumup, sessiz kalınıp, sevişenlerin senin gözüne batması ayrı bir ironidir. Üniversite öğrencilerine yönelik bu açıklama ortaçağ zihniyetinin özlemini dile getiren bir açıklamadır. Mardin Artuklu Üniversitesi, Nisibis Akademisi’nin temelleri üzerinde kurulmuş kısa zamanda Mardin’de kısa sürede çağ atlatmış bir üniversitedir."
Artuklu Üniversitesi Öğrenci Temsilcisi Narin Temel de Mardin’in örf ve adetlerini çok iyi bildiklerini belirterek, Günlüoğlu’nu iddialarını kanıtlamaya çağırdı.
MARDİN'DE AKRABA EVLİLİĞİ YÜZDE 95
KAMER Mardin Şubesi, Avrupa birliği tarafından finansmanı karşılanan ''her kadın için bir fırsat” projesi kapsamında 4 mahallede bir anket çalışması yaptı.
Kadınların profilini ortaya koymaya yönelik yapılan anket çalışmasında, hane ziyaretleri yapılarak, 14-90 yaş arasında toplam 2 bin 764 kadınla görüşüldü.
KAMER Mardin Şube Başkanı Tülay Elçioğlu, proje kapsamında Cumhuriyet, Ensar, Eminettin ve Necmettin mahallerinde hane ziyaretleri yaptıklarını, ankete katılan kadınları aynı zamanda şiddete uğramaları halinde başvurabilecekleri kurumlara ilişkin bilgilendirdiklerini kaydetti.
Saha çalışmasında 3 gönüllü bir Koordinatör olmak üzere toplam 5 kişinin 1 yıllık süreyle anket çalışması yaptıklarını kaydeden Elçioğlu, projenin amacının, şiddet konusunda farkındalık yaratmak, kadınların ihtiyaç duydukları her türlü hakları ile ilgili bilgilendirilmelerini sağlayarak istihdam sağlamak olduğunu kaydetti.
AKRABA EVLİLİĞİ YÜZDE 95
Eliçioğlu, kadınlara şiddetin kaderi olmadığını anlattıklarını belirterek yapılan anketle ilgili sonuçları şöyle açıkladı;
''Türkçe Kürtçe ve Arapça olmak üzere 3 dilde yapılan anket çalışmasında medeni durumla ilgili soruya yanıt veren 2 bin 756 kadından 1650’i Resmi ve Dini Nikahlı. Anket sonuçlarına baktığımız zaman hala akraba evliliği revaçta görünüyor. Bu soruya cevap veren 1038 kadınımızın yüzde 95’i, yani 986’sı akraba evliliği yapmış. Evlilik yaşında ise ilginç veriler var. 1925 kadının kaç yaşında evlendin sorusuna verdiği cevapta, Yüzde 42’si 18 ve daha büyük yaşlarda, yüzde 32.9’si 13-15 yaş, Yüzde 24.2si 16-17 yaş ve yüzde 0.9’u ise 12 ve daha küçük yaşlarda evlenmiş. 1824 kadının katıldığı diğer bir soruda ise en az bir en çok 16, ortalama çocuk sayısı 4.2 olarak ortaya çıktı. 1809 kadının cevap verdiği İlk çocuğu doğruma yaşı ise en az 12 en çok 44 yaş, ortalama 18.9’dur. evde yaşayan kişi sayısı ise en az 1 en fazla 23 ortalama sayısı ise 6’dır."
GÖÇ VE EĞİTİM DURUMU
KAMER Şube Başkanı Tülay Elçioğlu, 4 mahallede yaptıkları saha çalışması sonuçlarında ilginç bir tespite daha vardıklarını belirterek, şöyle dedi:
''Bu mahallerde yaşayan 2764 kadının Yüzde 26,5’i göç etmiş.720 kadının neden göç ettiniz sorusuna verdiği cevap ise 342’isi evlilik sonucu, 221’i iş bulma nedeni, 14 Kan davası, 72’si güvelik nedeni, 71’i de diğer neden şeklinde cevap verdi. Eğitim durumunda ise 2752 kadının soruya cevap verdi. Bunların 780’i okuryazar değil. 820’si ilkokul mezunu, 130’u okuryazar, 490’ı ortaokul mezunu 431 lise, 20’si meslek lisesi, 15 meslek kursu ve üniversite mezunu sayısı ise maalesef 66 kişidir.''
ÇALIŞMA DURUMU- KADINLARIN İHTİYAÇLARI-MİRAS
Kadınlar iş hayatında halen arka planda kaldığını dile getiren Elçioğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü;
''Kadınlarımız iş konusunda geride kalmış. 2756 kadında, 2591’inin gelir getirici bir işi yok. 85’i Ev içinde gelir getiren bir faaliyetleri var. 16’sı çalışmak istiyor fakat ailesi izin vermiyor. 6 sı çalışmak istiyor iş bulamıyor, 58 kadın ise ev dışında çalışıyor. Bunun dışında Kadınların mahalledeki İhtiyaçları ve sıkıntılarını da tespit ettik. 2755 kadından 728’i işsizlik ve yoksulluktan şikayetçi. 616’ı ulaşım, 535 temizlik,363’ü su sorunu, 293’ü alt yapı, 46’sı güvenlik 17 kişi de diğer bir nedenden şikayetçi. Miras konusunda ise 2735 kadın Ailenizde Kadınlar Mirastan Pay Alabilir mi sorusuna cevap verdi. Bu soruya cevap veren kadınlardan 2 bin 228’i hayır, 433’ü evet ve 74’ü de bilmiyorum cevabını verdi. 444 kadının Miras Paylaşımında Dayanak Alınan Nedir sorusuna verdiği cevaplarda ise 237’si medeni kanuna göre, 199’u töreleri dini inanca göre, 8’de bilmiyorum cevabını verdi."
Elçioğlu aynı anketti Şu anda Mardin’in Midyat, Ömerli, Savur, Yeşilli ve Nusaybin ilçelerinde olmak üzere 5 ilçede de yaptıklarını sözlerine ekledi.
KAMER Mardin Şubesi, Avrupa birliği tarafından finansmanı karşılanan ''her kadın için bir fırsat” projesi kapsamında 4 mahallede bir anket çalışması yaptı.
Kadınların profilini ortaya koymaya yönelik yapılan anket çalışmasında, hane ziyaretleri yapılarak, 14-90 yaş arasında toplam 2 bin 764 kadınla görüşüldü.
KAMER Mardin Şube Başkanı Tülay Elçioğlu, proje kapsamında Cumhuriyet, Ensar, Eminettin ve Necmettin mahallerinde hane ziyaretleri yaptıklarını, ankete katılan kadınları aynı zamanda şiddete uğramaları halinde başvurabilecekleri kurumlara ilişkin bilgilendirdiklerini kaydetti.
Saha çalışmasında 3 gönüllü bir Koordinatör olmak üzere toplam 5 kişinin 1 yıllık süreyle anket çalışması yaptıklarını kaydeden Elçioğlu, projenin amacının, şiddet konusunda farkındalık yaratmak, kadınların ihtiyaç duydukları her türlü hakları ile ilgili bilgilendirilmelerini sağlayarak istihdam sağlamak olduğunu kaydetti.
AKRABA EVLİLİĞİ YÜZDE 95
Eliçioğlu, kadınlara şiddetin kaderi olmadığını anlattıklarını belirterek yapılan anketle ilgili sonuçları şöyle açıkladı;
''Türkçe Kürtçe ve Arapça olmak üzere 3 dilde yapılan anket çalışmasında medeni durumla ilgili soruya yanıt veren 2 bin 756 kadından 1650’i Resmi ve Dini Nikahlı. Anket sonuçlarına baktığımız zaman hala akraba evliliği revaçta görünüyor. Bu soruya cevap veren 1038 kadınımızın yüzde 95’i, yani 986’sı akraba evliliği yapmış. Evlilik yaşında ise ilginç veriler var. 1925 kadının kaç yaşında evlendin sorusuna verdiği cevapta, Yüzde 42’si 18 ve daha büyük yaşlarda, yüzde 32.9’si 13-15 yaş, Yüzde 24.2si 16-17 yaş ve yüzde 0.9’u ise 12 ve daha küçük yaşlarda evlenmiş. 1824 kadının katıldığı diğer bir soruda ise en az bir en çok 16, ortalama çocuk sayısı 4.2 olarak ortaya çıktı. 1809 kadının cevap verdiği İlk çocuğu doğruma yaşı ise en az 12 en çok 44 yaş, ortalama 18.9’dur. evde yaşayan kişi sayısı ise en az 1 en fazla 23 ortalama sayısı ise 6’dır."
GÖÇ VE EĞİTİM DURUMU
KAMER Şube Başkanı Tülay Elçioğlu, 4 mahallede yaptıkları saha çalışması sonuçlarında ilginç bir tespite daha vardıklarını belirterek, şöyle dedi:
''Bu mahallerde yaşayan 2764 kadının Yüzde 26,5’i göç etmiş.720 kadının neden göç ettiniz sorusuna verdiği cevap ise 342’isi evlilik sonucu, 221’i iş bulma nedeni, 14 Kan davası, 72’si güvelik nedeni, 71’i de diğer neden şeklinde cevap verdi. Eğitim durumunda ise 2752 kadının soruya cevap verdi. Bunların 780’i okuryazar değil. 820’si ilkokul mezunu, 130’u okuryazar, 490’ı ortaokul mezunu 431 lise, 20’si meslek lisesi, 15 meslek kursu ve üniversite mezunu sayısı ise maalesef 66 kişidir.''
ÇALIŞMA DURUMU- KADINLARIN İHTİYAÇLARI-MİRAS
Kadınlar iş hayatında halen arka planda kaldığını dile getiren Elçioğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü;
''Kadınlarımız iş konusunda geride kalmış. 2756 kadında, 2591’inin gelir getirici bir işi yok. 85’i Ev içinde gelir getiren bir faaliyetleri var. 16’sı çalışmak istiyor fakat ailesi izin vermiyor. 6 sı çalışmak istiyor iş bulamıyor, 58 kadın ise ev dışında çalışıyor. Bunun dışında Kadınların mahalledeki İhtiyaçları ve sıkıntılarını da tespit ettik. 2755 kadından 728’i işsizlik ve yoksulluktan şikayetçi. 616’ı ulaşım, 535 temizlik,363’ü su sorunu, 293’ü alt yapı, 46’sı güvenlik 17 kişi de diğer bir nedenden şikayetçi. Miras konusunda ise 2735 kadın Ailenizde Kadınlar Mirastan Pay Alabilir mi sorusuna cevap verdi. Bu soruya cevap veren kadınlardan 2 bin 228’i hayır, 433’ü evet ve 74’ü de bilmiyorum cevabını verdi. 444 kadının Miras Paylaşımında Dayanak Alınan Nedir sorusuna verdiği cevaplarda ise 237’si medeni kanuna göre, 199’u töreleri dini inanca göre, 8’de bilmiyorum cevabını verdi."
Elçioğlu aynı anketti Şu anda Mardin’in Midyat, Ömerli, Savur, Yeşilli ve Nusaybin ilçelerinde olmak üzere 5 ilçede de yaptıklarını sözlerine ekledi.
**
Hakkari’de Kürt Kadın Kongresi’nde konuşan KAMER Başkanı Nebahat Akkoç: ‘Her dört evden birinde ensest ilişki yaşanıyor’
HAKKARİ Üniversitesi tarafından düzenlenen ‘Kürt Kadın Kongresi’nde kadınların yaşadığı cinsel istismarlarla ilgili çarpıcı açıklamalar yapıldı. KAMER (Kadın Merkezi) Başkanı Nebahat Akkoç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da her dört evden birinde kadın ya da kızların ensest ilişkiyle cinsel istismara maruz kaldığını söyledi. Akkoç, “Bize başvuran yaklaşık 50 bin kadının yüzde 25’i aile içinde ensest ilişkiye maruz kalıyor. Bunun bir tabu olarak kabul edilmesinden dolayı şimdiye kadar bu dillendirilmedi” dedi.
Hakkari Üniversitesi’nin düzenlediği Kürt Kadın Kongresi’nin üçüncü gününün ilk oturumu yapıldı. Kongreye bugün de kadınların ilgi göstermediği ve salondaki koltukların boş kaldığı dikkat çekti. Oturumda konuşan ABD Akrom Üniversitesi Kürt ve Osmanlı Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Janet Klein, ‘Tarihsel perspektifiyle Kürt milliyetçilik söyleminde kadın ve cinsiyet’ konulu bir bildiri sundu. Prof. Dr. Klein’in ardından kürsüye çıkan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikososyal Travma Birimi Başkanı Prof. Dr. Şahika Yüksel ise ‘Şiddet Mağduru Kadınların Yeniden Güçlenme Stratejileri’ başlıklı bir konuşma yaptı. Prof. Dr. Yüksel, konuşmasında tedavi ettikleri şiddet mağduru Mardinli bir hastasından söz ederek, aile içi cinsel istismarın kız çocukları üzerinde yarattığı köklü travmaya dikkat çekti.
‘KADINLARIN KATİLLERİ BİRİNCİ DERECE YAKINLARI’
Prof. Dr. Şahika Yüksel, sunumunda aile içi cinsel istismarın doğu, batı ayırmadan ülkenin genelinde çok yaygın olduğunu belirterek, yaşanan kadın cinayetlerinde katillerin genellikle kadınların birinci derece yakınları olduğunu söyledi. Yüksel, “Bu nedenle kadınlar en yakınlarından gelen bu tehlike karşısında hiçbir önlem alamamaktadır. Yaşadıkları baskı nedeniyle cinsel istismara maruz kalan kızlar, buna karşı direnemedikleri gibi en yakınlarındaki annelerine, kız kardeşlerine bile anlatmakta zorlanmaktadırlar” dedi.
‘KADINLARIN YÜZDE 25’İ ENSEST İLİŞKİ MAĞDURU’
Sunumların ardından söz alan KAMER Başkanı Nebahat Akkoç, cinsel istismarla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Akkoç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da kurdukları 23 kadın merkezine başvuruda bulunan 50 bin kadının yüzde 25’inin ensest ilişkiye maruz kaldığını belitti. 4 evden birinde kadınlar ile kızların ensest ilişkiye zorlandığını belirten Nebahat Akkoç, şunları söyledi:
“Bu çok büyük bir rakam. Ama ne yazık ki toplumun mevcut tabuları yüzünden bu konuda kimse yüksek sesle konuşamıyor. Cinsel istismarın milleti, yoksul zengin farkı, eğitimli eğitimsiz ayrımı yok. Toplumun her kesiminde ve her bölgesinde kadınlarımız şiddete maruz kalıyor. En sık karşılaştığımız şiddet türü namus cinayetleri. Ama bu cinayetlerin tek sebebi sanıldığı gibi bekaret tartışmaları yada aldatma sorunları değil. Asıl sorun kadınların o bölgenin yada ailenin şartlarına itaat etmeme sorunu. Bazen sadece ‘Sen çok süslü giyiniyorsun, bizim ailedeki diğer kadınları da baştan çıkarırsın’ korkusuyla kadınlar potansiyel tehdit olarak görülüyor ve öldürülüyorlar.”
‘AÇILIMDA KADIN SORUNUNUN ALGILANIŞI SAMİMİYETSİZ’
Konuşmasında ‘demokratik açılım’ sürecini de değerlendiren Nebahat Akkoç, “Bu süreçte konuşulmayan, değinilmeyen tek konu kadınlarımızın yaşadığı bu cinsel istismarlar, töre ve namus cinayetleri. Açılım sürecinde kadınlarla ilgili söylenen tek söz ‘Analar ağlamasın’ oldu. Ama bu samimiyetsiz ve romantik söylemle aslında kadınlar sadece ‘anne’ sıfatına büründürülerek ‘kadın’ olarak yaşadıkları sorunlardan uzaklaştırılmış oluyorlar. Halbuki kadın anne olarak da, eş olarak da, kız kardeş olarak da ağlıyor. Sadece ‘analar ağlamasın’ ekseninde olmak, samimiyetsiz ve sorunların çözümünden uzak bir söylem” diye konuştu.
dha
HAKKARİ Üniversitesi tarafından düzenlenen ‘Kürt Kadın Kongresi’nde kadınların yaşadığı cinsel istismarlarla ilgili çarpıcı açıklamalar yapıldı. KAMER (Kadın Merkezi) Başkanı Nebahat Akkoç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da her dört evden birinde kadın ya da kızların ensest ilişkiyle cinsel istismara maruz kaldığını söyledi. Akkoç, “Bize başvuran yaklaşık 50 bin kadının yüzde 25’i aile içinde ensest ilişkiye maruz kalıyor. Bunun bir tabu olarak kabul edilmesinden dolayı şimdiye kadar bu dillendirilmedi” dedi.
Hakkari Üniversitesi’nin düzenlediği Kürt Kadın Kongresi’nin üçüncü gününün ilk oturumu yapıldı. Kongreye bugün de kadınların ilgi göstermediği ve salondaki koltukların boş kaldığı dikkat çekti. Oturumda konuşan ABD Akrom Üniversitesi Kürt ve Osmanlı Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Janet Klein, ‘Tarihsel perspektifiyle Kürt milliyetçilik söyleminde kadın ve cinsiyet’ konulu bir bildiri sundu. Prof. Dr. Klein’in ardından kürsüye çıkan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikososyal Travma Birimi Başkanı Prof. Dr. Şahika Yüksel ise ‘Şiddet Mağduru Kadınların Yeniden Güçlenme Stratejileri’ başlıklı bir konuşma yaptı. Prof. Dr. Yüksel, konuşmasında tedavi ettikleri şiddet mağduru Mardinli bir hastasından söz ederek, aile içi cinsel istismarın kız çocukları üzerinde yarattığı köklü travmaya dikkat çekti.
‘KADINLARIN KATİLLERİ BİRİNCİ DERECE YAKINLARI’
Prof. Dr. Şahika Yüksel, sunumunda aile içi cinsel istismarın doğu, batı ayırmadan ülkenin genelinde çok yaygın olduğunu belirterek, yaşanan kadın cinayetlerinde katillerin genellikle kadınların birinci derece yakınları olduğunu söyledi. Yüksel, “Bu nedenle kadınlar en yakınlarından gelen bu tehlike karşısında hiçbir önlem alamamaktadır. Yaşadıkları baskı nedeniyle cinsel istismara maruz kalan kızlar, buna karşı direnemedikleri gibi en yakınlarındaki annelerine, kız kardeşlerine bile anlatmakta zorlanmaktadırlar” dedi.
‘KADINLARIN YÜZDE 25’İ ENSEST İLİŞKİ MAĞDURU’
Sunumların ardından söz alan KAMER Başkanı Nebahat Akkoç, cinsel istismarla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Akkoç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da kurdukları 23 kadın merkezine başvuruda bulunan 50 bin kadının yüzde 25’inin ensest ilişkiye maruz kaldığını belitti. 4 evden birinde kadınlar ile kızların ensest ilişkiye zorlandığını belirten Nebahat Akkoç, şunları söyledi:
“Bu çok büyük bir rakam. Ama ne yazık ki toplumun mevcut tabuları yüzünden bu konuda kimse yüksek sesle konuşamıyor. Cinsel istismarın milleti, yoksul zengin farkı, eğitimli eğitimsiz ayrımı yok. Toplumun her kesiminde ve her bölgesinde kadınlarımız şiddete maruz kalıyor. En sık karşılaştığımız şiddet türü namus cinayetleri. Ama bu cinayetlerin tek sebebi sanıldığı gibi bekaret tartışmaları yada aldatma sorunları değil. Asıl sorun kadınların o bölgenin yada ailenin şartlarına itaat etmeme sorunu. Bazen sadece ‘Sen çok süslü giyiniyorsun, bizim ailedeki diğer kadınları da baştan çıkarırsın’ korkusuyla kadınlar potansiyel tehdit olarak görülüyor ve öldürülüyorlar.”
‘AÇILIMDA KADIN SORUNUNUN ALGILANIŞI SAMİMİYETSİZ’
Konuşmasında ‘demokratik açılım’ sürecini de değerlendiren Nebahat Akkoç, “Bu süreçte konuşulmayan, değinilmeyen tek konu kadınlarımızın yaşadığı bu cinsel istismarlar, töre ve namus cinayetleri. Açılım sürecinde kadınlarla ilgili söylenen tek söz ‘Analar ağlamasın’ oldu. Ama bu samimiyetsiz ve romantik söylemle aslında kadınlar sadece ‘anne’ sıfatına büründürülerek ‘kadın’ olarak yaşadıkları sorunlardan uzaklaştırılmış oluyorlar. Halbuki kadın anne olarak da, eş olarak da, kız kardeş olarak da ağlıyor. Sadece ‘analar ağlamasın’ ekseninde olmak, samimiyetsiz ve sorunların çözümünden uzak bir söylem” diye konuştu.
dha
Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele
“21 Eylül Dünya Barış günü” nedeniyle Mardin Halk Sağlık Müdürlüğü tarafından “Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele” konulu seminer düzenlendi.
Düzenlenen toplantıda “Kadına Şiddet ve Kadın Sağlığı” konulu bir konuşma yapan Mardin TJOD (Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği) şube başkanı Op.Dr.Adem Özden, cinsel şiddete dikkat çekti. Yapılan araştırmalarda Türkiye’de ortalama her 100 kadından 15’nin eşi veya birlikte yaşadığı kişilerin cinsel şiddetine maruz kaldığını ifade eden Özden, bu oranın bölgemizde ise 100 kadında 20 olduğunu söyledi. Cinsel şiddet oranlarında ülkemizin batısından doğusuna geldikçe bir artış olduğunu sözlerine ekleyen Özden, bunun en önemli nedeninin; eğitimsizlik, ekonomik seviyenin düşük olması ve sosyal gelişmemişlik olduğunu söyledi. Aile içi cinsel şiddet ve istismarda ensestin önemli bir oran işgal ettiğini ifade eden Özden, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde ve bölgemizde de ensestin gizli kaldığını sözlerine ekledi. Bu konuda mağdurlardan bilgi almanın zor olduğunu ve verilere genelde ensest mağdurlarıyla karşılaşma ihtimali olan uzmanların verdiği bilgilerden ulaşıldığını ifade etti.
Bir süre önce, eski bakanlardan İmren Aykut’un bir televizyon programında “Güneydoğuda ensest oldukça yaygın” dediğini ve bu söyleminden dolayı tepki aldığını hatırlatan Özden, ülkemizde batıdan doğuya gidildikçe, cinsel şiddetin daha fazlalaştığını ve dolayısıyla ensestin de daha fazla görülmesinin bir gerçek olduğunu ifade etti. Bu bilgiler ışığında, oranın yüksek olduğu bölgelerde alınganlık ve tepki göstermektense, bu oranın yüksek olmasını sağlayan eğitimsizlik ve düşük sosyoekonomik seviye ile mücadele edilmesi gerektiğini söyleyen Özden, bu konuda devlet başta olmak üzere, toplumun tüm katmanlarına ve sivil toplum örgütlerine görevler düştüğünü, sözlerine ekledi.
“21 Eylül Dünya Barış günü” nedeniyle Mardin Halk Sağlık Müdürlüğü tarafından “Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele” konulu seminer düzenlendi.
Düzenlenen toplantıda “Kadına Şiddet ve Kadın Sağlığı” konulu bir konuşma yapan Mardin TJOD (Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği) şube başkanı Op.Dr.Adem Özden, cinsel şiddete dikkat çekti. Yapılan araştırmalarda Türkiye’de ortalama her 100 kadından 15’nin eşi veya birlikte yaşadığı kişilerin cinsel şiddetine maruz kaldığını ifade eden Özden, bu oranın bölgemizde ise 100 kadında 20 olduğunu söyledi. Cinsel şiddet oranlarında ülkemizin batısından doğusuna geldikçe bir artış olduğunu sözlerine ekleyen Özden, bunun en önemli nedeninin; eğitimsizlik, ekonomik seviyenin düşük olması ve sosyal gelişmemişlik olduğunu söyledi. Aile içi cinsel şiddet ve istismarda ensestin önemli bir oran işgal ettiğini ifade eden Özden, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde ve bölgemizde de ensestin gizli kaldığını sözlerine ekledi. Bu konuda mağdurlardan bilgi almanın zor olduğunu ve verilere genelde ensest mağdurlarıyla karşılaşma ihtimali olan uzmanların verdiği bilgilerden ulaşıldığını ifade etti.
Bir süre önce, eski bakanlardan İmren Aykut’un bir televizyon programında “Güneydoğuda ensest oldukça yaygın” dediğini ve bu söyleminden dolayı tepki aldığını hatırlatan Özden, ülkemizde batıdan doğuya gidildikçe, cinsel şiddetin daha fazlalaştığını ve dolayısıyla ensestin de daha fazla görülmesinin bir gerçek olduğunu ifade etti. Bu bilgiler ışığında, oranın yüksek olduğu bölgelerde alınganlık ve tepki göstermektense, bu oranın yüksek olmasını sağlayan eğitimsizlik ve düşük sosyoekonomik seviye ile mücadele edilmesi gerektiğini söyleyen Özden, bu konuda devlet başta olmak üzere, toplumun tüm katmanlarına ve sivil toplum örgütlerine görevler düştüğünü, sözlerine ekledi.
**
Urfa'da
kadınların yaklaşık yüzde 60'ının 19 yaşından önce evlendiği
belirlendi. Bu oran Diyarbakır'da yüzde 58, Batman'da yüzde 57,
Mardin'de ise yüzde 55!
Çocuk yaşta gelinler
Gökçen Beyinli Dinç /
Yasalar göz ardı ediliyor
Oysa çözüm elbette bu değil, dahası çözümü sebeplerden ayrı düşünmek mümkün olmuyor. İngilizce yayımlanan Arab News gazetesi köşe yazarı Nourah al-Khereiji'nin yorumu bu açıdan anlamlı: "Bu evliliklerin çoğu terk edilmiş, cehaletin ve yoksulluğun kol gezdiği köylerde olduğu için insanları bu evliliklerin toplumsal ve ahlaki sonuçları üzerine aydınlatmalıyız. Eğer baba çocuğunu yaşlı bir adamla evlendirmek istiyorsa anne polisi haberdar etmekte tereddüt etmemeli".
Aslında tüm dünyada bu evliliklerin en başta gelen sebebi, maddi imkânsızlıklar. En yaygın olduğu ülkelerin Nijer, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Afganistan, Hindistan ve Bangladeş olması bu açıdan şaşırtıcı değil. Ortadoğu'da çocuk yaşta evlilik oranları Afrika ve Güney Asya'ya göre genel olarak düşük olsa da özellikle Suudi Arabistan ve Yemen'de bu oranlar yüksek. Birleşmiş Milletler'in 2005'te çocuk evlilikleri üzerine yayımladığı raporuna göre, 2015 yılından önce dünyada 100 milyon kız çocuğu, 18 yaşına gelmeden evlenecek.
Aslında çocuk yaşta evlenmenin yaygın olduğu ülkelerde yasal sınırlamalar yok değil. Örneğin Mısır'da yasal evlilik yaşı 16, Hindistan ve Etiyopya'da 18 olmasına rağmen yasalar çoğunlukla göz ardı ediliyor. Ülkemizde de son düzenlemeler ile evlenme yaşı kadın ve erkek için eşitlenerek yükseltildi.
Aile izni ile evlenme halinde 17 yaşını doldurmak, mahkeme kararıyla evlenme durumunda 16 yaşını doldurmak şartı getirildi. Ancak bu yasaların henüz ne kadar uygulandığı meçhul. Daha üç hafta önce Aksaray'ın İncesu Beldesi'nde 13 yaşında evlendirildiği iddia edilen bir kız çocuğunun, 14 yaşında anne olduğu haberi basında yer aldı.
Hz. Ayşe evlendiğinde 18 yaşındaydı
Dicle Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Rüstem Erkal başkanlığındaki ekibin yaptığı araştırma ülkemizle ilgili gerçekleri göz önüne seriyor. 2 bin 170 hane üzerinde yürütülen "Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Toplumsal Yapısının incelenmesi" çalışmasında, kırsal kesimde evlenme oranının 15 yaş altında yüzde 36.9, 16-20 yaş arasında yüzde 6.6, 21-25 yaş arasında ise yüzde 17.5 olduğu saptandı. Kentlerde yaşayan kadınların ise yüzde 3'ünün 15 yaşından önce, yüzde 64'ünün 15-19 yaş arasında evlendiği görüldü.
Urfa'da kadınların yaklaşık yüzde 60'ının 19 yaşından önce evlendiği belirlendi. Bu oran Diyarbakır'da yüzde 58, Batman'da yüzde 57, Mardin'de ise yüzde 55!
Yani genel olarak bölgede 19 yaşına gelmeden evlenenlerin oranı yüzde 50,3!
Bu istatistikleri, bölgenin, Türkiye'nin gayrisafi milli hasılası düşük bölgelerinden biri olduğunu aklımızdan çıkarmadan düşünmemiz gerekiyor. Daha da önemlisi, Güneydoğu Anadolu ataerkil geleneğin en güçlü olduğu bölgelerden biri. Ataerkil gelenekler meşruluğunu dinden alıyor. Bu açıdan, Hz. Muhammed'in Hz. Ayşe ile altı yaşındayken evlendiği yönündeki inanç çok etkili. Ancak doktorasını "Hz. Muhammed Devrinde Kadın" teziyle tamamlayan Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rıza Savaş'a göre gerçek farklı: "Hz. Ayşe, ablası Esma'dan 10 yaş küçük. Esma da Hicret esnasında 27 yaşında. Hz. Ayşe de Hicret'ten bir sene sonra, yani 18 yaşında evleniyor".
Gökçen Beyinli Dinç /
Yasalar göz ardı ediliyor
Oysa çözüm elbette bu değil, dahası çözümü sebeplerden ayrı düşünmek mümkün olmuyor. İngilizce yayımlanan Arab News gazetesi köşe yazarı Nourah al-Khereiji'nin yorumu bu açıdan anlamlı: "Bu evliliklerin çoğu terk edilmiş, cehaletin ve yoksulluğun kol gezdiği köylerde olduğu için insanları bu evliliklerin toplumsal ve ahlaki sonuçları üzerine aydınlatmalıyız. Eğer baba çocuğunu yaşlı bir adamla evlendirmek istiyorsa anne polisi haberdar etmekte tereddüt etmemeli".
Aslında tüm dünyada bu evliliklerin en başta gelen sebebi, maddi imkânsızlıklar. En yaygın olduğu ülkelerin Nijer, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Afganistan, Hindistan ve Bangladeş olması bu açıdan şaşırtıcı değil. Ortadoğu'da çocuk yaşta evlilik oranları Afrika ve Güney Asya'ya göre genel olarak düşük olsa da özellikle Suudi Arabistan ve Yemen'de bu oranlar yüksek. Birleşmiş Milletler'in 2005'te çocuk evlilikleri üzerine yayımladığı raporuna göre, 2015 yılından önce dünyada 100 milyon kız çocuğu, 18 yaşına gelmeden evlenecek.
Aslında çocuk yaşta evlenmenin yaygın olduğu ülkelerde yasal sınırlamalar yok değil. Örneğin Mısır'da yasal evlilik yaşı 16, Hindistan ve Etiyopya'da 18 olmasına rağmen yasalar çoğunlukla göz ardı ediliyor. Ülkemizde de son düzenlemeler ile evlenme yaşı kadın ve erkek için eşitlenerek yükseltildi.
Aile izni ile evlenme halinde 17 yaşını doldurmak, mahkeme kararıyla evlenme durumunda 16 yaşını doldurmak şartı getirildi. Ancak bu yasaların henüz ne kadar uygulandığı meçhul. Daha üç hafta önce Aksaray'ın İncesu Beldesi'nde 13 yaşında evlendirildiği iddia edilen bir kız çocuğunun, 14 yaşında anne olduğu haberi basında yer aldı.
Hz. Ayşe evlendiğinde 18 yaşındaydı
Dicle Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Rüstem Erkal başkanlığındaki ekibin yaptığı araştırma ülkemizle ilgili gerçekleri göz önüne seriyor. 2 bin 170 hane üzerinde yürütülen "Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Toplumsal Yapısının incelenmesi" çalışmasında, kırsal kesimde evlenme oranının 15 yaş altında yüzde 36.9, 16-20 yaş arasında yüzde 6.6, 21-25 yaş arasında ise yüzde 17.5 olduğu saptandı. Kentlerde yaşayan kadınların ise yüzde 3'ünün 15 yaşından önce, yüzde 64'ünün 15-19 yaş arasında evlendiği görüldü.
Urfa'da kadınların yaklaşık yüzde 60'ının 19 yaşından önce evlendiği belirlendi. Bu oran Diyarbakır'da yüzde 58, Batman'da yüzde 57, Mardin'de ise yüzde 55!
Yani genel olarak bölgede 19 yaşına gelmeden evlenenlerin oranı yüzde 50,3!
Bu istatistikleri, bölgenin, Türkiye'nin gayrisafi milli hasılası düşük bölgelerinden biri olduğunu aklımızdan çıkarmadan düşünmemiz gerekiyor. Daha da önemlisi, Güneydoğu Anadolu ataerkil geleneğin en güçlü olduğu bölgelerden biri. Ataerkil gelenekler meşruluğunu dinden alıyor. Bu açıdan, Hz. Muhammed'in Hz. Ayşe ile altı yaşındayken evlendiği yönündeki inanç çok etkili. Ancak doktorasını "Hz. Muhammed Devrinde Kadın" teziyle tamamlayan Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rıza Savaş'a göre gerçek farklı: "Hz. Ayşe, ablası Esma'dan 10 yaş küçük. Esma da Hicret esnasında 27 yaşında. Hz. Ayşe de Hicret'ten bir sene sonra, yani 18 yaşında evleniyor".
**
Kendisi
de Bir "Ahlak Zabiti" Adayı Olan Bu Şahsa Karşı, Üniversiteliler Başta
Olmak Üzere, Tüm Demokratlar Bir Kampanya Düzenlemelidirler!
Bu tür kişiler, "Ahlak Zabıtası", "Din Polisi" gibi önerilerle toplumda destek arayışları içindedirler!
'Ahlak zabıta kurumu harekete geçmeli'
"Değerler inanlar boyutu var. Bunlar çok önemli, halkımızı direkt ilgilendiren şeyler. Bence ahlak zabıta kurumunu faaliyete geçirmekte fayda var. Bu gençleri bu yoldan alıkoymada fayda var. Biz bu gençlerin asla tahsil görmelerine karşı değiliz. Yeşilay'ın tüzüğün 3. maddesinde bu geçiyor. Yeşilay'ın aynen alkol gibi uyuşturucu gibi diğer bağımlılıklar gibi böyle ahlaksızlarla mücadele etme görevi vardır.
Ama işin garip tarafı şu ana kadar bu maddenin işletilmeyişi bizi gündeme oturttu. Ben asla bana Yeşilay'ın çizdiği sınırın dışına çıktığıma inanmıyorum. Benim hakkımda soruşturma açıldığı söyleniyor. Bana herhangi bir telefon, yazılı bir şey gelmedi. Bu hukuki bir süreçtir. Bir ön incelemedir. Buda ebetteki genel merkezin en tabii hakkıdır." demiş.
**
"Değerler inanlar boyutu var. Bunlar çok önemli, halkımızı direkt ilgilendiren şeyler. Bence ahlak zabıta kurumunu faaliyete geçirmekte fayda var. Bu gençleri bu yoldan alıkoymada fayda var. Biz bu gençlerin asla tahsil görmelerine karşı değiliz. Yeşilay'ın tüzüğün 3. maddesinde bu geçiyor. Yeşilay'ın aynen alkol gibi uyuşturucu gibi diğer bağımlılıklar gibi böyle ahlaksızlarla mücadele etme görevi vardır.
Ama işin garip tarafı şu ana kadar bu maddenin işletilmeyişi bizi gündeme oturttu. Ben asla bana Yeşilay'ın çizdiği sınırın dışına çıktığıma inanmıyorum. Benim hakkımda soruşturma açıldığı söyleniyor. Bana herhangi bir telefon, yazılı bir şey gelmedi. Bu hukuki bir süreçtir. Bir ön incelemedir. Buda ebetteki genel merkezin en tabii hakkıdır." demiş.
**
Mardin Temsilciliği’ne soruşturma açıldı!
Türkiye Yeşilay Cemiyeti Mardin Temsilcisi Lütfü Günlüoğlu’nun gazetelere haber konusu olan “Üniversite kentimize ahlaksızlık getirdi” şeklindeki açıklaması tamamen kişisel görüşüdür. Yeşilay Cemiyeti Mardin Temsilcisi Günlüoğlu hakkında soruşturma açılmıştır.
Türkiye Yeşilay Cemiyeti, özgür düşüncenin ve bilimin merkezi olan üniversiteleri faaliyet alanlarının merkezine koymuş bir cemiyettir. Yönetim Kurulu üyesi ve yöneticilerinin büyük bir kısmı üniversitelerde ders veren akademisyenlerden oluşan Türkiye Yeşilay Cemiyeti’nin, bu güzide kurumlar hakkında böyle bir düşünce taşıması mümkün değildir.
Mardin Temsilcisi Lütfü Günlüoğlu’nun temsilciliğinin feshedilmesi ile ilgili soruşturma devam etmektedir. Gelişmeler kamuoyu ile paylaşılacaktır.
http://www.yesilay.org.tr/basin-aciklamalari/mardin-temsilciligine-sorusturma/
işte ben çok dindar ve namusluyum diye bir yere genelev yaptırmasına karşı çıkarsan sonucu böyle ensest ilişkiler olur genelevde hiç olmazsa insanlar başka kadınlarla birlikte olup cinsel ihtiyaçlarını giderir.annesi bacısı kızıyla birlikte olup dinsiz imansız ve şerrefsiz olmaz.
YanıtlaSilelhamdülillah Müslümanım . Kuran ı Kerim de, ''hiç bir delil aramayın çünkü çevrenizdeki her şey birer delildir ay yıldız vb.'' yazıyor . siz ataistler niye delil arayıp Allah ın haşa haşa olmadığını savunuyorsunuz. Allah diğer tarafta hak ettiğiniz cezayı verecektir .
YanıtlaSil