13 Eylül 2013 Cuma

Türkiye'de "Ateist Alevi" Veya "Alevi Ateist" Olmak!

Kentli Alevilerin yüzde  on beşi ateist!


Dinsel kimliklerini "Ateist" olarak tanımlayanlar yüzde 14.6. Bu, dinsel kimliğini sadece "Müslüman" olarak tanımlayanlardan fazla. Kürt Aleviler dinsel kimliğini "Alevi" ya da "ateist", Türk Aleviler ise "Müslüman" ya da "hem Müslüman hem Alevi" olarak tanımlıyor

Sosyolog Kamil Fırat, kentsel bir çevrede yaşayan Alevilerin, Alevilik ve dinsel kimlik algılarını araştırmak için yaptığı alan çalışmasında Aleviliğe ilişkin farklılığı 3 başlık altında özetliyor;

1- Aleviliği gerçek İslam ya da İslamın bir yorumu olarak kavramsallaştıranlar,
2- Bir kültür ya da yaşam biçimi olarak kodlayanlar,
3- Aleviliğin İslam dışı bir din olduğunu ileri sürenler.

Her 3 Alevi'den birinin dinsel kimliği Alevi:
"Dinsel kimliğinizi nasıl açıklarsınız?" sorusuna yanıt verenler içinde en kalabalık kategoriyi, yüzde 34.5 ile dinsel kimliklerini sadece "Alevi" olarak tanımlayanlar oluşturuyor.

Deneklerin yüzde 32'si ise dinsel kimliklerini, "Hem Müslüman hem Alevi" olarak tanımlıyor. Salt "Müslümanım" diyenlerde bu oran yüzde 12.1'de kalıyor. Dinsel kimliklerini sadece "Müslüman" ve "hem Müslüman hem Alevi" olarak açıklayanların genel toplamına bakıldığında bu oranın yüzde 44.1 olarak karşımıza çıktığı görülüyor.

Kamil Fırat'a göre bu oran, Aleviliği İslamiyet içinde algılayanların oranından düşük olmasına karşın, her iki algılama biçimi arasında bir benzerliğe ya da tutarlılığa işaret ediyor.

Yani dinsel kimliğini bir biçimde "Müslüman" olarak açıklayanlar, Aleviliği de İslamiyetin bir yorumu olarak algılıyorlar. Bu olgu içinde "Müslümanlıkla ilişkilendirilmiş" bir Alevi kimliği genel toplam içinde en büyük kategori olarak karşımıza çıkıyor.

'Ateist Aleviler', 'Müslüman Alevilerden fazla
Dinsel kimliklerini "Ateist" olarak tanımlayanların oranı ise yüzde 14.6. Bu oran, dinsel kimliğini sadece "Müslüman" olarak tanımlayanların yüzde 12.1 oranından fazla. Tamamen din dışı bir anlam içeren bu kavramın, deneklerin dinsel kimliğini ifade eden üçüncü büyük kategori olarak karşımıza çıkması, araştırma sonuçlarına göre; hem modern tarihsel bağlamın Alevi kitlesi üzerindeki etkilerine ilişkin bir ipucu olarak, hem de Aleviliğin "etnik" bir özellik taşımaya başlamasının bir işareti olarak değerlendiriliyor.

Dinsel tutumlarını "ateist" olarak ifade edenlerin büyük çoğunluğu, son tahlilde Alevi olduklarını, ama Aleviliği bir kültür ya da yaşam biçimi olarak gördüklerini ifade ediyor.

Alevi "Sadece Müslümanım" demiyor!
Bu arada, ilginç bir nokta da deneklerin bir bölümünün dinsel kimliklerini sadece Müslüman olarak tanımlamaktan kaçınmaları. Bu denekler, dinsel kimliklerini belirtirken "Alevi" ya da "Müslüman ve Alevi" seçeneklerini yeğliyorlar.
Fırat'a göre bunun 2 nedeni olabilir: İlki, "Müslüman" sözcüğünü, "Sünni" sözcüğüyle eş anlamda düşünmeleri... İkincisi de, Müslümanlığı son 20 yıldır gelişen "siyasal İslam" hareketiyle ilişkilendirmeleri. Bu nedenlerle, Aleviliği İslam çerçevesi içinde kabul etseler de, dinsel kimliklerini bu sözcükle tanımlamaktan kaçınıyorlar


Alevilik "yaşam biçimine" doğru yol alıyor.
 
'Aşağılanmaktansa ateistim diyorlar'
 Kamil Genç (Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Yönetim Kurulu Üyesi ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı):
Alevilik İslamdan etkilenmiştir. Biz, Aleviliği İslamın bir yorumu olarak değerlendirmiyoruz. Böyle değerlendiren Alevilerin inançlarına saygı duyuyoruz. Aleviliğin nasıl olduğuna, Alevilerin kendisine bırakmak lazım. Çünkü inançların tanımı olamaz. İnanç özgürlüğü, kişinin kendi iç dünyasıdır. Tanrı ile o kişi arasındadır. İnançsal bakışta daha özgürlükçü olmanın altını çiziyoruz. Siz bir inancı ezer, yok eder, tanımazsanız, bu inanç sahipleri kendilerini bir şekilde korumaya alırlar. Ailem başıma kötü bir şey gelmesin diye söylemediği için, ben Alevi olduğumu 20 yaşımda öğrendim.

Düşünün, kestiğiniz yenilmiyor, aile içi ilişki yaşadığınız söyleniyor. Bu kafa yapısına sahip bir yerde, kaç kişi çıkıp "Aleviyim, Kızılbaşım" der. Bunu diyeceğine çıkıp, ben "Ateistim" diyor. Alevi gençleri de, "Ben bu baskıyı görüyorsam, devlet kademesinde yükselemiyorsam, her yerde bu bana sıkıntı oluyorsa, bari ateist olduğumu söyleyeyim" diyor.
Bilinçli olarak ateist olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 1 - 2'yi geçmez. İnsanların kendilerini ateist olarak ifade etmesi son derece doğaldır ama büyük oranda da tepkiseldir.

'Ateist olmak aslında bir reaksiyondur'
Prof. Dr. İzzettin Doğan (Cem Vakfı Başkanı):
İnancının bilgisini, kültürünü yeterince alamadığı, hazmedemediği, içselleştiremediği zaman ateist kendisine daha yakın gelebilir. Bu aslında bir reaksiyondur. Hayatın gerçeklerini sert bulduğu dönemlere aittir. Bu bütün gençlerde olduğu gibi Alevi gençlerinde de olabilir. Kentli inançlı Aleviler, cemevlerini kendi İslam anlayışını icra ettikleri bir yer olarak görüyor. Bir inanca sahipseniz, zaten bu sizin yaşam biçiminizi de etkiler, bir yaşam biçimine dönüşür.

Alevi gençler, Alevi İslam anlayışı ile ilgili yeterli bilgiye sahip değiller. Çünkü yeterli kaynak yok, devlet her şeyi Sünni İslama göre yapıyor. Aleviler yokmuş gibi davranıyor. Kentte yaşam koşulları daha ağır olduğu için, aileler çocuklarına bilgileri veremiyor. "Kentli Aleviler, inançlarını çocuklarına hem teorik hem pratik açıdan taşıyamadılar" demek abartı olmaz. Kentleşmeyle birlikte, Alevi gençleri inançlarını yetersiz alınca, bunun yerini ideolojiler doldurdu.
 
                                      http://www.milliyet.com.tr/2005/07/05/guncel/gun01.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder