Kentli Alevilerin yüzde on beşi ateist!
Dinsel
kimliklerini "Ateist" olarak tanımlayanlar yüzde 14.6. Bu, dinsel
kimliğini sadece "Müslüman" olarak tanımlayanlardan fazla. Kürt
Aleviler dinsel kimliğini "Alevi" ya da "ateist", Türk
Aleviler ise "Müslüman" ya da "hem Müslüman hem Alevi"
olarak tanımlıyor
Sosyolog
Kamil Fırat, kentsel bir çevrede yaşayan Alevilerin, Alevilik ve dinsel kimlik
algılarını araştırmak için yaptığı alan çalışmasında Aleviliğe ilişkin
farklılığı 3 başlık altında özetliyor;
1-
Aleviliği gerçek İslam ya da İslamın bir yorumu olarak kavramsallaştıranlar,
2- Bir
kültür ya da yaşam biçimi olarak kodlayanlar,
3-
Aleviliğin İslam dışı bir din olduğunu ileri sürenler.
Her 3
Alevi'den birinin dinsel kimliği Alevi:
"Dinsel
kimliğinizi nasıl açıklarsınız?" sorusuna yanıt verenler içinde en
kalabalık kategoriyi, yüzde 34.5 ile dinsel kimliklerini sadece
"Alevi" olarak tanımlayanlar oluşturuyor.
Deneklerin
yüzde 32'si ise dinsel kimliklerini, "Hem Müslüman hem Alevi" olarak
tanımlıyor. Salt "Müslümanım" diyenlerde bu oran yüzde 12.1'de
kalıyor. Dinsel kimliklerini sadece "Müslüman" ve "hem Müslüman
hem Alevi" olarak açıklayanların genel toplamına bakıldığında bu oranın
yüzde 44.1 olarak karşımıza çıktığı görülüyor.
Kamil
Fırat'a göre bu oran, Aleviliği İslamiyet içinde algılayanların oranından düşük
olmasına karşın, her iki algılama biçimi arasında bir benzerliğe ya da
tutarlılığa işaret ediyor.
Yani dinsel
kimliğini bir biçimde "Müslüman" olarak açıklayanlar, Aleviliği de
İslamiyetin bir yorumu olarak algılıyorlar. Bu olgu içinde "Müslümanlıkla
ilişkilendirilmiş" bir Alevi kimliği genel toplam içinde en büyük kategori
olarak karşımıza çıkıyor.
'Ateist
Aleviler', 'Müslüman Alevilerden fazla
Dinsel
kimliklerini "Ateist" olarak tanımlayanların oranı ise yüzde 14.6. Bu
oran, dinsel kimliğini sadece "Müslüman" olarak tanımlayanların yüzde
12.1 oranından fazla. Tamamen din dışı bir anlam içeren bu kavramın, deneklerin
dinsel kimliğini ifade eden üçüncü büyük kategori olarak karşımıza çıkması,
araştırma sonuçlarına göre; hem modern tarihsel bağlamın Alevi kitlesi
üzerindeki etkilerine ilişkin bir ipucu olarak, hem de Aleviliğin
"etnik" bir özellik taşımaya başlamasının bir işareti olarak
değerlendiriliyor.
Dinsel
tutumlarını "ateist" olarak ifade edenlerin büyük çoğunluğu, son
tahlilde Alevi olduklarını, ama Aleviliği bir kültür ya da yaşam biçimi olarak
gördüklerini ifade ediyor.
Alevi
"Sadece Müslümanım" demiyor!
Bu arada,
ilginç bir nokta da deneklerin bir bölümünün dinsel kimliklerini sadece
Müslüman olarak tanımlamaktan kaçınmaları. Bu denekler, dinsel kimliklerini
belirtirken "Alevi" ya da "Müslüman ve Alevi" seçeneklerini
yeğliyorlar.
Fırat'a
göre bunun 2 nedeni olabilir: İlki, "Müslüman" sözcüğünü,
"Sünni" sözcüğüyle eş anlamda düşünmeleri... İkincisi de, Müslümanlığı
son 20 yıldır gelişen "siyasal İslam" hareketiyle ilişkilendirmeleri.
Bu nedenlerle, Aleviliği İslam çerçevesi içinde kabul etseler de, dinsel
kimliklerini bu sözcükle tanımlamaktan kaçınıyorlar
Alevilik
"yaşam biçimine" doğru yol alıyor.
'Aşağılanmaktansa
ateistim diyorlar'
Kamil Genç (Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Yönetim Kurulu Üyesi ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı):
Kamil Genç (Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Yönetim Kurulu Üyesi ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı):
Alevilik
İslamdan etkilenmiştir. Biz, Aleviliği İslamın bir yorumu olarak
değerlendirmiyoruz. Böyle değerlendiren Alevilerin inançlarına saygı duyuyoruz.
Aleviliğin nasıl olduğuna, Alevilerin kendisine bırakmak lazım. Çünkü
inançların tanımı olamaz. İnanç özgürlüğü, kişinin kendi iç dünyasıdır. Tanrı
ile o kişi arasındadır. İnançsal bakışta daha özgürlükçü olmanın altını
çiziyoruz. Siz bir inancı ezer, yok eder, tanımazsanız, bu inanç sahipleri
kendilerini bir şekilde korumaya alırlar. Ailem başıma kötü bir şey gelmesin
diye söylemediği için, ben Alevi olduğumu 20 yaşımda öğrendim.
Düşünün,
kestiğiniz yenilmiyor, aile içi ilişki yaşadığınız söyleniyor. Bu kafa yapısına
sahip bir yerde, kaç kişi çıkıp "Aleviyim, Kızılbaşım" der. Bunu
diyeceğine çıkıp, ben "Ateistim" diyor. Alevi gençleri de, "Ben
bu baskıyı görüyorsam, devlet kademesinde yükselemiyorsam, her yerde bu bana
sıkıntı oluyorsa, bari ateist olduğumu söyleyeyim" diyor.
Bilinçli
olarak ateist olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 1 - 2'yi geçmez. İnsanların
kendilerini ateist olarak ifade etmesi son derece doğaldır ama büyük oranda da
tepkiseldir.
'Ateist
olmak aslında bir reaksiyondur'
Prof. Dr.
İzzettin Doğan (Cem Vakfı Başkanı):
İnancının
bilgisini, kültürünü yeterince alamadığı, hazmedemediği, içselleştiremediği
zaman ateist kendisine daha yakın gelebilir. Bu aslında bir reaksiyondur.
Hayatın gerçeklerini sert bulduğu dönemlere aittir. Bu bütün gençlerde olduğu
gibi Alevi gençlerinde de olabilir. Kentli inançlı Aleviler, cemevlerini kendi
İslam anlayışını icra ettikleri bir yer olarak görüyor. Bir inanca sahipseniz,
zaten bu sizin yaşam biçiminizi de etkiler, bir yaşam biçimine dönüşür.
Alevi
gençler, Alevi İslam anlayışı ile ilgili yeterli bilgiye sahip değiller. Çünkü
yeterli kaynak yok, devlet her şeyi Sünni İslama göre yapıyor. Aleviler yokmuş
gibi davranıyor. Kentte yaşam koşulları daha ağır olduğu için, aileler
çocuklarına bilgileri veremiyor. "Kentli Aleviler, inançlarını çocuklarına
hem teorik hem pratik açıdan taşıyamadılar" demek abartı olmaz.
Kentleşmeyle birlikte, Alevi gençleri inançlarını yetersiz alınca, bunun yerini
ideolojiler doldurdu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder