1 Eylül 2013 Pazar

Urukagina ve Avesta'dan Beri Bir Ritüel Olarak Ağlama!

   "Ağlama" edebiyatı, aslında bizde 'erkek adam ağlamaz' eğitimiyle çocukluktan itibaren kadınca bir davranış olarak, öteki tarafa atılmaya çalışılır ama, bu "biz" içinde, "güzel Allah'ımın adına Hüda diyen" Erzurum tarafları da giriyor. Eski Avestacılığın, Öküz tapınımının tarihte çok güçlü olduğu bölgelerden birisi...

   Fethullah'ın (Gülen) gözyaşları sümüklerine karışmış, kendinden geçmiş kasetlerini bilirkişi niyetine izleyen bazı yetkililer, Fethullah'ın (Gülen) bu görüntüsünü küçümseyerek, onun dini çizgisinin derin etkisini görememiş olmalılar. Gazetelerde bu yönde "yetkili raporları"na atıflar yayınlandı.

   Dinsel bakımdan kişiye ağlama cezasının verildiğini Avesta'dan öğreniyoruz. Eski dini kayıtlarda Musevi mırmırı ile Avesta'da sesli ağıt, eski toplumun farklı iki davranış biçimi olmalıydı. Etkileri de o denli köklü...

   Hüdacı geleneğin İslam içinde yeniden şekillenen kollarından birisi üzerine oturan Nurculuk, tarihsel bakımdan ayrı bir dine dayandığı için, şimdiki söylem ve uygulamaları da tipik İslamla birebir örtüşemez zaten.

  Bütün dinleri "hurafe" etiket tasnifi altında toparlamanın sakıncalarından birisi, onlar arasındaki ayrımları saptayamamakla ve tarihsel olarak da, farklı kaynaklarını izleyememekle sonuçlanıyor.

       
                                                                       ***



Avesta :


97. Ey Maddi Dünyanın Yaratıcısı, Sen, Kutsal Biri!Ey Kutsal Ahura Mazda!

Bir sahanın belirsiz bir yerinde bir cesede dokunmuş olan biri, (pisliğinden) arınabilir mi?Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: “Olabilir, Ey Kutsal Zarathuştra!”- Nasıl?- “Eğer Nasu, ceset yiyici köpekler ve kuşlar tarafından vurulmuşsa (onlar cesedi yemişse), (temasta bulunan kişi) vücudunu gaomêz ve su ile yıkayacaktır, (vücudunu) otuz kez gaomêz ile yıkayacak, (o arada) otuz kez (de) elleri ile (vücudunu) oğuşturup kurutacaktır.”99. ”Eğer Nasu, ceset yiyici köpekler ve kuşlar tarafından (o zamana kadar) vurulmamışsa (onlar cesede dokunmamışsa), (temasta bulunan kişi) vücudunu gaomêz ve su ile yıkayacaktır, (vücudunu) onbeş kez gaomêz ile yıkayacak, (o arada) onbeş kez (de) elleri ile (vücudunu) oğuşturup kurutacaktır.”100. “O, sonradan bir hathralık bir mesafeyi koşacaktır. O (böylece), yolunun üstünde bir adama rastlayıncaya kadar koşacaktır, (ona rastlayınca da) yüksek sesle ağlayacak;‘bu benim; o adam ki; düşüncesinde, sözlerinde ve eyleminde hiç bir kasıt olmadan bir adamın cesedine dokunmuş ve (senin vasıtanla) arınmayı ummaktadır’(diyerek) onu yakalayıncaya kadar koşacak.Eğer (yakalamak istediği) adam onu arındırmak istemezse, (o adam) onun günahlarının üçte birini kendisi yüklenmiş olacaktır.”101. “Daha sonra o, bir başka adamı daha yakalayıncaya kadar bir hathra daha koşacak. Eğer bu adam da onu arındırmak istemezse, o da onun günahının üçte birini yüklenmiş olacaktır.”102. “Daha sonra o, bir üçüncü hathrayı daha; o üçüncü kez birini daha yakalayıncaya kadar koşacak. Eğer adam onu arındırmak istemezse onun günahının (kalan son) üçte birini yüklenmiş olacaktır.”103. Böylece o, kendisine en yakın eve (nmana’ya), klana (vis’e), mıntıkaya (zantu’ya) veya bölgeye (dahyu’ya) varıncaya kadar (1) koşacak ve ağlayarak yüksek sesle; ‘bu benim; o adam ki; düşüncesinde, sözlerinde ve eyleminde hiç bir kasıt olmadan bir adamın cesedine dokunmuş ve arınmayı ummaktadır’ (diyecektir). Eğer onlar onu arındırmak istemeseler (bile), o, vücudunu gaomêz ve su ile yıkayarak arınacaktır.”

 
 
 

MÖ. 2700-2350 yılları arasında Urukagina dönemi yasalarında ölüler için ağlayan görevli kişilerden bahsedildiğini biliyoruz.
 
 Mezara (gömülen) götürülen adamın (tayini)

3 desti bira, 80 (somun ?) ekmek,1 yatak

bir çift baş koyacak (= yastık) dır . 


....... taşıdı (götürdü)

3 /30 arpa Ludimme (getirdi) götürdü,Enki'nin sazlığına.

Yatan kimsenin (ölünün)

Birası 4 destidir,

Ekmeği 240 (somundur).

1/5 arpa

uh-mus getirecek(götürecek)

3 /30 arpa

Ludimme getirecek(götürecek).

Sag-la-sal cinsi bir ekmek

Bir ölçü sultani yağ ( en iyi yağ)

Rahibe Nin-Dingir (tayin olarak)

Getirecek(götürecek).

420 (somun ?) ekmek ayakta duranın,

40 (somun ?) sıcak ekmek

Kapıda (?) duranın ekmeğidir.

10 sıcak ekmek

Sofralık(sofraya konacak) ekmekdir.

5 somun ayakta duranın

2 hubur (ölçü) ile 1 büyük desti bira

Girsu'nun Kalu rahipleri içindir.

490 (somun) ekmek

2 hubur (ölçü), bir büyük desti

Lagaş'ın Kalu rahipleri içindir.

406 (somun ?) ekmek

1 hubur ölçü ve bir desti bira

Kalu rahiplerinindir.

250 ekmek

1 hubur ölçü bira zanaatkârlarındır. 

18 ekmek

1 hubur ölçü bira

Nanşe şehrinin

.....lerinindir. 

Körlerin.....

....duran

Ayakta durma ekmeği bir tanedir.

5 ekmek gece için,1 ekmek gündüz için

6 kara ekmek gece ve gündüz için,

60 ekmek,1 hubur ölçü bira, 3/30 (ölçü) arpa zanaatkârlarındır.

.............

.........ortadan kaldırdı( ?)

Artıklarını,

El açmalarını (dilenmelerini) ortadan kaldırdı.

Rahip

Fakirin (?) bahçesine (artık) girmedi.

Kralın altında (maiyetinde) bulunan birinin

İyi bir eşeği doğarsa, onun amiri ona "satın alayım"

Derse, satın almak üzere iken,

Gönlüme hoş görünen (gönlümün istediği) gümüşü,

Tart derse (satın alacağı) gün satmayacağım derse,

Onun amiri, canı istediği gibi ona vurmasın (zorlamasın).

Bir büyük adamın evi kiralın altında olan bir adamın

evi ile bitişikse, o büyük adam onu satın alayım derse

Vaktaki (büyük adam) onu satın alayım gönlümün istediği

kadar para tart, benim evimin değeri kadar arpa (ver)

Derse, satmadığı zaman büyük adam (amir)

kıralın altındakini (küçük adamı)

zorlamayacaktır ( diye Urukagina emretti) dedi.

Ödemedikleri borçtan dolayı

Hapis olan Lagaş'lıları (borçlu oldukları) arpadan,

Hırsızlıktan, öldürmeden dolayı hapis olan Lagaş'lıları

Memnun etti (ve) yıkadı ( affetti).

Özgürlüklerini koydu (verdi).

Yetim ve dulu kuvvetli adam ezmesin diye

Ningirsu ile Urukagina bir sözleşme yaptılar.

Bu sene içinde (Urukagina)

Ningirsu'ya ait olan küçük Girsu kanalını

Tanrı Ningirsu için kazdı.

Onun eski adını

''Nippur'un dışında da kuvvetli olan Ningirsu kanalı''

« I. d.Nin-gir-su-nibru-ki-ta-ner-gal »

(olarak) koydu: Urukagina ona ad verdi.

Nanşe'ye giden kanala onu bağladı, temiz kanal,

kalbi parlak olan Nanşe'ye berrak su getirsin. 


http://toplumvetarih.blogcu.com/urukagina-yasalari/279135
 
 
 
Risale-i Nur:

“Bir zaman, Eskişehir Hapishanesinin penceresinde, bir Cumhuriyet Bayramında oturmuştum. Karşısındaki lise mektebinin büyük kızları, onun avlusunda gülerek raks ediyorlardı. 

Birden, mânevî bir sinema ile elli sene sonraki vaziyetleri b
ana göründü. Ve gördüm ki, o elli altmış kızlardan ve talebelerden kırk ellisi, kabirde toprak oluyorlar, azap çekiyorlar. Ve on tanesi, yetmiş seksen yaşında çirkinleşmiş, gençliğinde iffetini muhafaza etmediğinden sevmek beklediği nazarlardan nefret görüyorlar, kat’î müşahede ettim. Onların o acınacak hallerine ağladım. 

Hapishanedeki bir kısım arkadaşlar ağladığımı işittiler. Geldiler, sordular. Ben dedim: ‘Şimdi beni kendi halime bırakınız, gidiniz.’


                              
 


                                                      http://www.odatv.com/n.php?n=fethullah-gulen-neden-agliyor-3112091200

                                   Fethullah Gülen'in salya-sümük ağlaması,

Avesta'dan bu yana süregelen ve İslam'da "istiğfar" olarak bilinen "arınma"nın bir

                                  diğer biçiminin uygulanması çizgisine bağlıdır!

 


 
                                                  "Yalan Ağıt- Kalbî Ağıt!"....

RTE, "en kalbî ağıtlarını sunmakta" gecikmez!

Gülen'in, hesabından paylaştığı mesaj Başbakan için mi?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı bir televizyon programında Mısır’da hayatını kaybeden Esma için yazılan mektup okunurken gözyaşlarını tutamayıp ağlamıştı.

Erdoğan’ın ağlama görüntüleri 
günlerce gündemi meşgul ederken, Fethullah Gülen’in twitter hesabından paylaştığı bir mesaj, Başbakan Erdoğan’a gönderme olarak algılandı.

GÜLEN KENDİ HESABINDAN ŞU MESAJI PAYLAŞTI

“Hayatını gayri-ciddî yaşayanlarda kalbî hayat olamaz.. onların ağlamaları da ayrı bir yalandır.”


 
Uzakdoğu'nun yas biçimi: Hüngür hüngür ağlamak!
 
 
MÖ. 2700-2350 yılları arasında Urukagina dönemi yasalarında ölüler için ağlayan görevli kişilerden bahsedildiğini biliyoruz.

 


                                 



 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder